Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/1895 E. 2013/4411 K. 15.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1895
KARAR NO : 2013/4411
KARAR TARİHİ : 15.04.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında …Köyü 532 ve 580 parsel sayılı, 47300 ve 41000 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kayıtları ile davalıların murisleri … ve … adlarına tesbit edilmiştir. Davacı …, ırsen intikal ve miraspayı iddiasıyla; Orman Yönetimi, taşınmazların orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının reddine, …’un davasının kabulü ile dava konusu taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptaliyle hisseleri oranında davacı ve davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Yörede orman kadastrosu 1970 yılında yapılarak 02.11.1970 yılında ilân edilmiş, itirazsız yerlerde kesinleşmiştir.
1) Orman Yönetiminin temyizi yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığına göre müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Mahkemece, kök muris … mirasının taksim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve delillere uygun düşmemektedir. Mahkeme, gerekçesini Kadir Abur isimli tanığın beyanlarına dayandırmış ise de bu isimde bir tanığın dinlenmediği, belirtilen tanığın ….isimli tanık olduğu, ancak onun da tanıklıktan çekindiği, esasen söz konusu beyanın tanıklardan …’a ait olduğu, paylaşımın yapıldığı bildirilen tarihte bu tanığın ise henüz bir yaşında olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya da dinlenen yakın tanıkların hepsi, murisin ölümünden hemen sonra 1937 yılında paylaşım yapıldığını, murisin sağlığında hayvancılık yaptığını, paylaşımda kızlara canlı mal verildiğini, erkeklere de tarlaların verildiğini, tarlaların borçlarının erkekler tarafından ödendiğini, söz konusu tarlaların muris tarafından ölümünden 6 ay önce borçla satın alındığını bildirmişlerdir. 1964 yılında yapılan tapulama sırasında dinlenen tesbit bilirkişileri dahi paylaşımı doğrulamışlardır. Davalı taşınmazlar, 1937 yılından davanın açıldığı 1969 tarihine kadar ve halen davalıların zilyetliğindedir. Davacı …, 1945 yılında ölen eşi Fatma’nın miras payı nedeniyle dava açmıştır. Ne var ki; murisin öldüğü 1937 yılından davanın açıldığı 1969 yılına kadar geçen 32 yıllık süre içinde taşınmazların davalılar tarafından kullanılmasına ses çıkarılmadığı gibi, davacı tarafından asıl mirasçı olan eşi ….nın ölümünden 24 yıl sonra dava açılması dahi izaha muhtaçtır. Bütün bu olgular birlikte değerlendirildiğinde ve bir insan ömründen uzun bir süreden beri taşınmazların davalıların kullanımında olduğu gözönüne alındığında, taksimin yapıldığına kuşku bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, murisin öldüğü ve taksimin yapıldığı tarihte henüz bir yaşında olan bir tanığın beyanlarına göre ve dosya kapsamına ve hukuka uymayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; 1) Birinci bentde açıklanan nedenlerle; müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna aykırı olan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15.04.2013 günü oy birliği ile karar verildi.