Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/1818 E. 2013/8122 K. 19.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1818
KARAR NO : 2013/8122
KARAR TARİHİ : 19.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi vekilleri ve davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyündeki iki parça taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü kısmen reddine, fen bilirkişiler … tarafından düzenlenen krokide (B) harfi ile gösterilen 10928 m² bölümün davacı … adına tapuya tesciline, (C) harfi ile gösterilen 7862 m² ve (D) harfi ile gösterilen 4965 m² yüzölçümündeki bölümlere davacının zilyetlikle süresi dolmadığından, (B) harfi ile gösterilen bölümde zilyetliği bulunmadığından davanın reddine, orman bilirkişi Yaşar Sönmez’in rapor ekindeki (B) harfi ile gösterilen 4560 m² bölümün orman bütünlüğünü bozduğu, (C) harfi ile gösterilen 1693 m² bölümün davacının talebi olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı gerçek kişi ile davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.05.2005 gün ve 2005/1790 E.-5706 sayılı kararı ile ” 1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava dilekçesinin birinci sırasında belirtilen ve fen bilirkişiler … tarafından düzenlenen krokide (C) ve (D) ile gösterilen bölümlerin 1954 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman niteliğinde çalılık olduğundan kadastro harici bırakıldığına, yörede 1998 yılında yapılan orman kadastrosunda orman tahdit sınırları dışında kaldığına, bu itibarla taşınmazın öncesi orman olup, bu niteliği koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilmeyeceğine, tahdit dışında bırakılma tarihinden sonra taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün hale geldiğine, ancak dava tarihi ile taşınmazın tahdit dışında bırakılma tarihi arasında yasada öngörülen 20 yıllık zilyetlik gerçekleşmediğine, aynı bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide yeşil renk ile gösterilen bölümlerde davacının zilyetliği bulunmadığına, dava dilekçesinin 2. sırasında yer alan Orman Bilirkişi Yaşar Sönmez tarafından düzenlenen krokide (C) ile gösterilen bölümün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunduğuna, (B) ile gösterilen bölümünün ise 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi kapsamında dört tarafı orman ile çevrili orman içi açıklığı konumunda olduğu, bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılmasına yasal olanak bulunmadığına göre, davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddine,
2) İncelenen dosya kapsamına göre çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işleminin 1954 yılında yapılarak kesinleştiği, davaya konu taşınmazın orman niteliğinde kayalık, çalılık olması nedeniyle tapulama harici bırakılmış olduğundan, Medenî Kanunun 713. maddesi ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya
tescil edilebilmesi için orman kadastro işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerektiği, tesbit tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre orman, kayalık, çalılık yerlerden olması nedeniyle tesbit dışı bırakılarak orman olduğunun belirlenmesine göre, taşınmazın orman olmadığı hususunun ancak orman tahdidi dışında kalması durumunda kabul edileceği, bu durumda tahdidin kesinleşme tarihinin zilyetliğin başlangıcına esas teşkil edeceği, Yargıtay H.G.K’nun 24.10.2001 gün ve 2001/8-464/751 sayılı kararı ile H.G.K.’nun 12.05.204 gün ve 2004/8-242-292 sayılı kararlarında açıklandığı üzere genel arazi kadastrosu sırasında orman vasfında çalılık olarak tesbit dışı bırakılan taşınmazın öncesinin orman olduğunun kabulü ile daha sonraki tarihte yapılacak orman kadastrosunda tesbit harici bırakılmasından dava tarihine kadar yirmi yıllık zilyetlikle kazanma süresinin gerçekleşmediği durumda davanın reddi gerekeceğinin hükme bağlandığı açıklanarak mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu ” gerekçesiyle davalılar Orman Yönetimi ile Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talebi Dairenin 16.12.2008 gün ve 2008/12671E.-17595 sayılı kararıyla” dava konusu taşınmazın Kırıklı-Dörtler Muhafaza Ormanı olarak ayrılan taşınmaz içinde bulunduğu bu tür taşınmazların imar, ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı ” açıklanarak karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir. Dosyanın Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.05.2010 tarih ve 2010/85 Esas ve 2010/108 K. sayılı kararıyla mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi üzerine,…Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekilleri ve davalı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713.maddesi hükmüne göre tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 18/07/1998 tarihinde ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1954 yılında yapılmış sonuçları 15.01.1955 – 13.02.1955 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve Orman Yönetiminin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince bir tescil talebinin bulunmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 19/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.