Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/1662 E. 2013/5896 K. 21.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1662
KARAR NO : 2013/5896
KARAR TARİHİ : 21.05.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Dereköy Köyü, 104 ada 136 parsel sayılı 1940,50 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, dava konusu 104 ada 136 parselin ve kadastro sırasında yola ilave edilen yaklaşık 8-10 dönümlük kısmın zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne ve dava konusu 104 ada 136 parselin kadastro tutanağının iptali ile tarla niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, Dereköy’de 3402 sayılı Kanunun uygulanması ile yol olarak bırakılan krokide (A) harfi ile gösterilen 7444,96 m²’lik taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile Dereköy Köyünün son ada numarası olan 159 ada 1 parsel numarası verilerek tarla niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine, … ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmekle Dairece bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/11/2011 gün ve 2011/14949 E. – 12878 K. sayılı bozma kararında özetle; “1) Çekişmeli 104 ada 136 nolu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece “tesbitin iptaline” karar verilmesi gerekirken “kadastro tutanağının iptaline” karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
2) Davalıların, kadastro sırasında yol olarak bırakılan krokide (A) harfi ile gösterilen 7444,96 m²’lik taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava konusu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden, uyuşmazlığın çözüm yeri genel mahkemeler olacağından öncelikle kamu düzenine ilişkin olan görev konusu mahkemece re’sen gözönüne alınarak davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle işin esasının incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” denilmiştir.
Davalılar Hatice Erdem ve arkadaşları tarafından karar düzeltme yoluna gidilmesi sonucunda Dairece düzelterek onama kararı kaldırılarak bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/03/2012 gün ve 2012/2061 E. – 3335 K. sayılı karar düzelme kararında özetle; ” Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, 3402 sayılı Kanunun 29/2. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazın müvekkili ve müvekkilinin kardeşleri adına tescil isteminde bulunduğu ve 104 ada 136 sayılı taşınmazın davacı ile kardeşlerinin zilyetliğinde olduğu yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarıyla belirlendiği ve taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığı halde, 3402 sayılı Kanunun 29/2 ve 30/2. maddeleri uyarınca 104
ada 136 sayılı taşınmazın davacı ile kardeşleri adlarına paylı olarak tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamıyla örtüşmeyecek şekilde gerekçe belirtilmeden 104 ada 136 sayılı taşınmazın sadece davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Karar düzeltme istemlerinin 104 ada 136 sayılı taşınmaz yönünden kabulü ile Dairenin 17.11.2011 gün ve 2011/14949 – 12878 sayılı düzeltilerek onama ve bozma ilâmından, düzeltilerek onama bölümünün kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, ” denilmiştir.
Mahkemece, yol olarak bırakılan ve krokide (A) harfi ile gösterilen kısma ilişkin dava hakkında ayırma kararı verildikten sonra bozma kararına uyularak, davanın kabulüne, 104 ada 136 parsel sayılı taşınmazın …’in veraset ilâmındaki paylar oranında … ve arkadaşları adına tespit gibi tesciline, karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından kararın usûl ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ve re’sen anlaşılacak nedenlerle temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Yörede, 1939 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 15/03/2007 – 16/04/2007 tarihlerinde ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
21/05/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.