Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/1451 E. 2013/5772 K. 20.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1451
KARAR NO : 2013/5772
KARAR TARİHİ : 20.05.2013

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı S.. E.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
1981 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu sırasında G..Köyü 1935 parsel sayılı 14200 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden Hazine adına tesbit edilmiş, davalı S.. E..’un kadastro komisyonuna itirazı kabul edilerek, davalı adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın orman olduğunu ileri sürerek, orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiş; Orman Yönetimi, davaya katılarak taşınmazın orman niteliği ile tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, krokide (O) ile gösterilen 7320 m2’lik kısmının orman niteliği ile tapuya tesciline karar verilmiş, taraflarca hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.04.2002 gün ve 2002/2896 – 3962 sayılı kararı ile orman araştırmasının yetersiz olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu yine aynı karar verilmiş; bu kez, Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.05.2009 gün ve 2009/6844-8507 sayılı kararı ile ikinci defa bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, dairenin bozma kararı üç uzman orman mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılıp, memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları uygulanması istenmesine rağmen, mahkemece bir uzman orman bilirkişi marifetiyle keşif yapıldığı, alınan raporda da (O) harfi ile işaretli 7320 m2 bölümün kızılçam ağaçları ile kaplı memleket haritasında yeşil orman olarak göründüğü, (A) ile işaretli 6880 m2 bölümün ise % 15 – 25 eğimli içinde kısmen zeytin ağaçları olan açıklık alanda görüldüğünün ve orman sayılmayan yer olduğunun rapor edildiği, raporun eki olan memleket haritasında her iki bölümün de yeşil alanda işaretlendiği, hava fotoğrafında dahi kapalı ağaçlık alanda görünmesine rağmen, (A) ile işaretli bölümün orman sayılmayan yer olduğunun rapor edildiği, bu hali ile raporun yetersiz ve çelişkili olduğu anlaşıldığından; mahkemece çekişmeli taşınmazın komşu parsellere ilişkin tutanak ve dayanağı olan kayıtlar getirtildikten sonra önceki bozma kararı doğrultusunda üç uzman orman mühendisi bilirkişisi marifetiyle keşif yapılıp, memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları uygulanması, taşınmazın temyize konu (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yer olup olmadığının tam olarak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu G.. Köyünde kain 1935 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi M.. O..’ın 10/08/2007 tarihli rapor ve krokisinde (O) harfi ile gösterilen 7320,00 m2 kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline dair mahkemenin 13.01.2007 tarih ve 2002/631 E, 2007/316 K sayılı kararının bozma ilâmı dışında kalarak kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, bu hususta ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
Fen bilirkişi M.. O..’ın 10/08/2007 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 6880.00 m2 bölümün tapu kaydının iptali ile bu kısmın orman niteliği ile köyün son parseli olarak davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karara fen bilirkişi rapor ve kroki suretinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm davalı S.. E.. tarafından yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli parselin eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün harç, masraf ve vekâlet ücretine ilişkin 4, 5, 6 ve 7. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/05/2013 günü oy birliğiyle karar verildi.