YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11192
KARAR NO : 2014/2241
KARAR TARİHİ : 20.02.2014
MAHKEMESİ : Karabük Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 02/08/2013
NUMARASI : 2013/254-2013/51
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. K.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında …. Köyü 155 ada 5 parsel sayılı 4610,47 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı H.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda kullanılan 1957 tarihli eski memleket haritasının yapımına esas teşkil eden hava fotoğrafları getirtilip taşınmazın hava fotoğraflarındaki konumu belirlenmemiş, rapor ekinde aplikeli (kadastro paftası ve memleket haritası) kroki renkli olmayıp, siyah beyaz fotokopi olduğundan rapor denetlenememektedir. Aynı zamanda, taşınmazın 1983 ve 1994 tarihli hava fotoğraflarındaki konumu kadastro paftası ile aplikeli olarak gösterilmediği gibi, gösterim orijinal renkli olmayıp, siyah beyaz fotokopi olduğundan rapor denetlenememektedir. Ayrıca, dosya arasında bulunan ziraatçi bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın hali hazırda sürülmek suretiyle nadasa bırakıldığı, yaklaşık % 10 eğimli, toprak yapısı bakımından kumlu, tınlı, hafif çakıllı yapı arz ettiği, üzerinde tek olarak muhtelif yerlerde 30-40 yaşlarında meşe ağaçlarının bulunduğu ifade edilmiştir. Hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın memleket haritasındaki beyaz renkli açıklık alanda gözükmesine rağmen, eylemli olarak meşe ağaçları bulunduğu bu nedenle orman bütünlüğünü bozduğunu belirtmesi karşısında, taşınmazın üzerindeki meşe ağaçlarının sayısı ve yaşı, taşınmazın hangi bölümlerini hangi yoğunlukta kapladıkları ve kapalılık oranı hususlarını ayrıntılı olarak içermemektedir. Yine, davalı taraf tapu kaydına dayandığına göre, mahkemece tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren revizyonları ile birlikte sorulup getirtilmemiş, yerel bilirkişi ve fen bilirkişi marifetiyle yerine usûlünce uygulanıp tapu kaydının kapsamı tam olarak belirlenmemiştir. Bu nedenlerle, mahkemece yapılan araştırma ve karara dayanak alınan bilirkişi raporu çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar Devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş, iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Bu nedenle, mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; raporda taşınmazın memleket haritasında yeşil alanda kalıp kalmadığı, yeşilin niteliği ve hangi sembolle gösterildiği yeşil rengin neden kaynaklandığı hava fotografları üzerinde yapılacak inceleme ile bilirkişilere açıklattırılmalı, taşınmazı üzerinde bulunan ağaçların cinsi, sayısı ve yaşı, taşınmazın hangi bölümlerini hangi yoğunlukta kapladıkları ve kapalılık oranı, hakim ağaç türü, varsa aşılı ağaçların kök yaşı ve aşı yaşı detayları hususları açıklanmalı, davalının yargılama sırasında dayandığı tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tesbit edilerek tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, dayanılan tapu kayıtları çekişmeli taşınmaza uyuyor ise tapu kayıt malikleri ile davalı arasında akdî veya irsî irtibat bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, taşınmazın sınırında orman olduğundan tapu kaydının miktarı ile geçerli olacağı düşünülmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.