Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/10810 E. 2014/2186 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10810
KARAR NO : 2014/2186
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : Manisa Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 25/10/2013
NUMARASI : 2013/21-2013/18

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili 11/04/2003 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; A.. İlçesi, Z.. Kasabası, … Yolu mevkiinde bulunan, 99150.00 m² yüzölçümlü zeytinli tarla niteliğindeki 1776 parsel sayılı taşınmazın, davacılar adına hisseli olarak tapuda kayıtlı olduğunu, davacılara babalarından miras yoluyla intikal ettiğini, uzun yıllardır önce babaları ve halen kendileri tarafından kullanıldığını, ancak, 1776 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının 164 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan kadastro çalışmaları sırasında orman olmadığı halde, orman sayıldığını iddiasıyla orman sınırlarına alınmasına ilişkin kadastro tesbitinin iptaliyle taşınmazın müvekkileri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 1972 yılında yapılan arazi kadastro çalışmaları ile 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 12/03/2013 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları vardır
Mahkemece dava konusu taşınmaza uygulanan memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman olduğu ve bitki örtüsü ve toprak yapısıyla da orman olma özelliğini taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün açık alanda kaldığı hava fotoğrafları ve memleket haritasında görüldüğü halde, tamamının orman olarak değerlendirildiği ve hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda incelendiği bildirilen 1958 tarihli memleket haritasında dava konusu taşınmaz yeşil ve beyaz işaretli orman işaretli sahada kaldığının tesbit edildiği belirtilmiştir. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim
gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili ve hava fotoğrafları ve memleket haritasında görülen yeşil ya da koyu renkli alanların ne anlama geldiği, taşınmazın üzerinde var ise ağaçların sayısı, cinsi, kapalılık oranının açıklandığı bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.