Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/10796 E. 2014/332 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10796
KARAR NO : 2014/332
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2012
NUMARASI : 2009/563 – 2012/381

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan A.. M.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili 17.04.2006 tarihli dava dilekçesinde, Yapraklı İlçesi, S.. K.., 2 ada 1 ve 2 parsel sayılı (eski 309 ada 1 ve 2) taşınmazların yörede 2002 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını iddia ederek, davalılar adlarına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacı Orman Yönetimi vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.06.2008 gün ve 2008/5705 – 9067 sayılı, 14.04.2009 gün ve 2009/4279 – 6555 sayılı kararları ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararlarında özetle; “Davacı tarafça aralarında müşterek mülkiyet ilişkisi bulunan tapu maliklerine karşı tamamı hasım gösterilmek suretiyle dava açılmışsa da, kayıt maliklerinden S.. Ö…, E.. K.. Z… Ö.. ve O.. Ö…’ın ölü oldukları anlaşılmaktadır. Davacı, dava açarken S..ve E..’nin mirasçılarını belirleyerek bunların hasım göstermiş, Zeliha’nın mirasçısını belirleyemediğinden Hazineyi mirasçı olarak göstermiştir. Osman ve F.. Ö.. ile B..Ö..’in de ölü oldukları anlaşılmakla birlikte, bunların mirasçıları tesbit edilememiş, 15.05.2007 tarihli oturumda ölü olan tapu maliklerinin mirasçılarının ad ve adresleri belirlenerek tebligat çıkarılması için kesin süre verilmiş ve 13.07.2007 tarihli oturmda kesin süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Tarafların, kendilerinin yerine getirebileceği konularda mahkemeye yardımcı olma görevi vardır. Ancak, isimleri adresleri belli olmayan kişilere davetiye çıkarılması için kesin mehil verilmesi bağlayıcı delildir. Mahkemece yapılacak iş: sözü edilen konularda mehil vermek, verilen mehile rağmen işlem yerine getirilemiyorsa, ilânen tebligat yapmaktan ibarettir. Bu yönler gözetilmeksizin kesin süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu”na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu Çankırı İli, Y..İ…, S..K.., 309 ada 1 parselin (yenisi 2 ada 1 parsel) teknik bilirkişilerin 06/06/2011 tarihli rapor ve krokisinde belirttiği (1/A-1/B) harfleriyle gösterilen 4933,85 m2’lik alan ile Çankırı İli, Y.. İ.., S.. K.., 309 ada 2 parselin ( yenisi 2 ada 2 parsel) teknik bilirkişilerin 06/06/2011 tarihli rapor ve krokisinde belirttiği (2/A-2/B) harfleriyle gösterilen 8540,25 m2’lik kısmının tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılardan A.. M.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kısmen orman tahdidi içinde kaldığı kabul edilerek, kısmen orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide, O.S.13 ilâ 17 noktaları ile gösterilen orman tahdit hattı ile orman tahdit haritasındaki aynı noktalarla gösterilen orman tahdit hattı açı, uzaklık ve yön olarak birbirine benzememektedir. Mahkemece yapılan keşifte, mahalli bilirkişi yardımıyla ve orman bilirkişi tarafından tutanaklar uygulanmadığından, taşınmaz tahdit dışında mı, yoksa sonradan açma yapıldığından bir kısmı tahdit içinde mi kalmakta olduğu anlaşılamamış, orman bilirkişi, taşınmazların tutanaklara göre tamamının orman sınırı içinde olduğunu raporunda belirtmesine rağmen, dairenin iade kararı üzerine düzenlediği krokide kısmen tahdit içinde, kısmen dışında göstererek kendi içinde çelişkiye düşmüş olup, rapor bu haliyle taşınmazın orman tahdidine göre konumunu belirlemede yetersiz bulunduğundan, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 2 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki OS.13 ilâ 17, OS. 6 ilâ 12, OS. 1 ilâ 4 orman sınır noktaları bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelik ile Teknik İzahnamede belirtildiği üzere, tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı A.. M..’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.