Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/1051 E. 2013/6019 K. 23.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1051
KARAR NO : 2013/6019
KARAR TARİHİ : 23.05.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden ve değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Çat Köyü 103 ada 1 parsel sayılı 314490,29 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 103 ada 1 parselin bir bölümünün kendilerine ait olduğu iddiasıyla tespitin iptali ile muris …’ın mirasçıları adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
111 ada 9 parsel sayılı 4589,96 m2 yüzölçümündeki susuz tarla nitelikli taşınmaz ise, Refahiye Kadastro Mahkemesinin 2009/55 Esasında 103 ada 1 orman parselinin dava konusu olduğu ve Taşınmaz Malların Sınırlandırma, Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 17. maddesi gereğince ormanın davaya konu edilen sınırları kesinleşmeyeceğinden, bu sınırlara bitişik gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazların tesbiti sırasında ormanla müşterek sınırları davalı bırakılacağından söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle kadastro mahkemesinin 2009/55 Esas sayılı dava dosyasına davalı olarak gönderilmiştir.
Mahkemece, davacı … tarafından açılan davanın reddine, dava konusu 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, 111 ada 9 parselin orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır
Mahkemece; davacı gerçek kişinin davasının, taşınmazların üzerinde meşe ağaçlarının bulunduğu ve 6831 sayılı Kanunun 1/j maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmediği gibi yapılan araştırma da yetersizdir. Şöyle ki; dosya içinde bulunan orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların en eski memleket haritasında ve hava fotoğrafında açık alanda kalıp orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece, taşınmazların üzerindeki meşe ağaçlarının dağılımı, kapalılık oranı belirlenmediği gibi ziraat bilirkişi raporunda ise imar ve ihya ile zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılmamış olup, raporlar bu haliyle yeterli değildir. O halde; dava konusu taşınmazların etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile yine, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile Medenî Kanunun 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise, tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları
bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir uygun ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, yine taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, sayısı, dağılımı, kapalılık oranı belirlenmeli; topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.
Keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi olup olmadığı, taşınmazların toprak incelemesi yaptırılarak kaç yıl süreyle zilyet edildiği ve kullanılmıyorsa süresini de belirten doyurucu rapor alınmalı, taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalıdır.
Ayrıca, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.