Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/10484 E. 2014/72 K. 06.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10484
KARAR NO : 2014/72
KARAR TARİHİ : 06.01.2014

MAHKEMESİ : Çine(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2009
NUMARASI : 2007/107-2009/38

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı F.. D.. vekili ve davalı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında M.. K.. 219 ada 56 parsel sayılı 1512,79 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zeytinlik niteliğiyle davacı F.. D.. adına tesbit edilmiştir.
Davacı F.. D.. 29.01.2007 havale tarihli dilekçesiyle, M.. K.de bulunan yaklaşık 10 dönüm büyüklüğündeki taşınmazının kadastro çalışmaları sırasında 219 ada 56 parsel sayısı altında 1512 m² yüzölçümüyle eksik ölçüldüğünü, ayrıca, yine M..K.., 201 ada 42 sayılı parselin A..K.. adına; 44 sayılı parselin ise A.. T. adına tesbit gördüğünü, ancak, M.. K.. 42 ve 44 sayılı parseller arasında yer alan kendisine ait yaklaşık 5 dönüm miktarındaki taşınmazın kadastro çalışmalarında askı ilânına çıkartılmadığını iddia ederek, 10 dönüm büyüklüğündeki taşınmazın eksik ölçülen bölümü ile kadastro çalışmalarında askı ilânına çıkartılmayan 5 dönüm büyüklüğündeki taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacının dava konusu yapmadığı ve dava dışı A.. K. ve A. T.. adına tesbit gören 201 ada 42 ve 44 parsel sayılı taşınmazlar ile davacı adına tesbit gören 219 ada 56 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanak asılları dosyaya getirtildikten sonra yapılan yargılamada, davacının dava ettiği ve krokide (A ve B) harfleri ile gösterilen sırasıyla 1124,895 m² ve 4286,92 m² yüzölçümündeki taşınmazların kesinleşmiş orman tahdidi içinde olduğu, 201 ada 42 ve 44 sayılı parseller arasında kalan yer yönünden ise davacı vekilinin davalı 42 ve 44 sayılı parsellerin maliklerini davaya dahil etmeyeceklerini beyan ettiği gerekçelerine dayanılarak davacının davasının reddine ve M.. K.. 219 ada 56 ve 201 ada 42 ile 44 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı F.. D.. vekili ile davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 1972 yılında Ç..Ormanı serisine ilişkin olarak yapılıp 02.06.1974 yılında kesinleşen seri bazda orman kadastrosu ile 2005 yılında yapılıp 12.07.2007 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, davacının açtığı davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi de zorunludur.Somut olayda, davacının dava konusu ettiği bütün taşınmazlar 201 ada 128 ve 219 ada 198 sayılı orman parselleri içinde yer almaktadır. Her iki parsel hakkında da kadastro sırasında tutanak düzenlenmemiş, 1973 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kaldıkları gerekçesiyle, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince, aktarma suretiyle parsel sayısı verilmiştir. Hal böyle olunca, davacı tarafından açılan davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Bundan başka, davalı olmadıkları halde, tutanak asılları dosyaya davalı şerhi ile getirtilen M.. K.., 219 ada 56 ve 201 ada 42 ve 44 parsel sayılı taşınmazların, kadastro tutanak asıllarının olağan yolla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, somut davada dava konusu olmayan bu parseller hakkında tesbit gibi tescil hükmü kurulması, yine vekâlet ücretinin Kadastro Kanununun 31. maddesine göre takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı F.. D.. ile davalı Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.