Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/10433 E. 2014/2084 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10433
KARAR NO : 2014/2084
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Karasu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2012
NUMARASI : 2011/342-2012/976

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı A.. Ç.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .. Köyü, ..Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkilleri yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafça verilen kesin süre içinde keşif gideri yatırılmadığından davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamının incelenmesinden 05.07.2012 tarihli duruşmaya davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu, mahkemece mazeretin kabul edilip mahallinde keşif icrasına, davacı tarafa eksik yatırılan 370,00.- TL keşif giderinin keşif gününe kadar mahkeme veznesine yatırması için kesin süre verilmesine, kesin süre içinde eksik keşif masrafını yatırılmadığı takdirde, davacının keşif delilinden vazgeçmiş sayılacağının ihtaratı ile duruşma zaptının davacı tarafa tebliğ edilmesine karar verilerek duruşmanın 20.09.2012 gününe bırakıldığı, duruşma zaptını içerir tebligatın 19.07.2012 günü davacı vekiline bizzat tebliğ edildiği, eksik keşif giderinin davacı yanca yatırılmadığı, 20.09.2012 tarihli duruşmaya ise davacı vekilinin mazeret dilekçesi faksladığı, duruşmaya katılan davalı Hazine vekilinin mazeret hususunda takdiri mahkemeye bırakarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece kurulan ara karar ile davacı vekilinin mazeretinin reddine karar verildikten sonra davacı tarafça verilen kesin süre içinde keşif gideri yatırılmadığından davacının davasının reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 448. maddesi hükmü uyarınca 1086 sayılı HUMK’nun yürürlüğü sırasında tamamlanmış olaylarda 6100 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı açıktır. Dosya kapsamına göre, 1086 sayılı Kanun döneminde bu konuda tamamlanmış bir olgudan bahsedilemez. Öyle ise, somut olayda; 6100 sayılı Kanunun gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Esasen, 1086 sayılı Kanunun 409. maddesindeki hukukî düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesindeki düzenlemede de aynen korunmuştur. 6100 sayılı Kanunun 150/1. maddesi “Usûlüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmünü, 150/2. maddesi ise “Usûlüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.” hükmünü öngörmektedir.
O halde, yazılı yargılama usûlünün uygulandığı eldeki davada kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesi uyarınca davacı vekilinin mazeretinin reddine karar verilmesi hâlinde, dosyanın işlemden kaldırılması, süresi içinde yenilenmediği takdirde, açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.