YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10274
KARAR NO : 2014/491
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2012
NUMARASI : 2001/503-2012/310
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 18/07/2012 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar M.. T.. mir. G… T.. ve ark. tarafından istenilmekle, tayin olunan 30/04/2013 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden Hazine vekili Av. G.. Ş.., İ.. Z.. vekili Av. M.. Ö.. gelmedi, karşı taraftan İ.. A.. vekili Av. F.. K.. geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı G.. T.. ve arkadaşları 20.08.2001 tarihli dilekçeleriyle, Kahramanmaraş M.. M… bulunan sınırlarını bildirdikleri 140 ve 150 dönüm yüzölçümündeki iki parça taşınmazın, 40 yıldan bu yana malik sıfatıyla kendilerinin zilyetliğinde olduğu, yararlarına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu, adlarına tapuya tescili iddiasıyla dava açmışlardır. Davacılardan M.. T.. 04.03.2002 tarihinde ölmekle mirasçıları G… T.. Hilal, Tülay, Gürcan, Gülay, H…. B.., B..K..Ü… S.., A.. C.. ve Z..C..davacı sıfatıyla davaya katılmışlardır.
Davalı Hazine dava konusu taşınmazın Hazineye ait K. Evvel 1332 tarih 502 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını, zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığı gibi, bu koşulların oluşmadığı savunmasıyla davanın reddini ve Hazine adına tescilini, Orman Yönetimi ise davanın reddini istemiştir.
İ.. Z.. 11.03.2002 tarihli dilekçesiyle tescil davasına konu taşınmazın tapunun Mart 1326 tarih 120 ve Eylül 1927 tarih 7 numaralı sicilde m..Ç.. K.. B..’e ait olduğu, bu yerde ek kadastro yapıldığı, onay aşamasında olduğu, bu yer için M.. T..’in açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının kadastro mahkemesi’nce ret edildiği, tapulu mülkleri olan taşınmaz için açılan tecsil davasının reddi istemiyle davaya katılmış, 18.05.2011 tarihli dilekçeleriyle de bilirkişi krokisinde (C, D, Y, F, H, K ) ile gösterilen yerlerin teknik bilirkişi raporları ile ziraat arazisi olarak belirlendiği, tapuları kapsamında kalan bu yerlerin adlarına tescilini istemiştir.
Davacı M…N… T..’in 22.04.2004 tarihli dilekçesiyle, Kahramanmaraş M… A… – S…Mevkiinde bulunan, 1981 yılında M.. T..’den satın alarak zilyet ettiği, 10 dönüm yüzölçümünde bağ niteliğindeki taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle, Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/204 esasına kayıtlı,
Davacı İ.. A.. tarafından, 09.11.2009 tarihli dilekçeyle sınırlarını bildirdiği Kahramanmaraş M… İ…, S..Mevkiinde bulunan 35 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın, bir bölümünü K…A.. isimli kişiden, bir bölümünü de N… T..den 35 yıl önce satın alıp zilyet ettiği, buraların önceden bağ iken sonardan taşları temizlenerek buğday ekildiği, kadim tarım alanı olduğu, kendi zilyetliğinde olduğu, yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğundan adına tescili iddiasıyla açtığı Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/741 Esasına kayıtlı dosyalarda dava açmıştır.
Davalar birleştirildikten sonra mahkemece, Fenni bilirkişi rapor ve krokisinde (F) ile gösterilen 15.833,12 m² yüzölçmündeki bölümün boşluk ve yol olduğu gözetilerek şahıs yönünden tescile konu olamayacağı gerekçesiyle Hazine adına,
aynı bilirkişi krokisinde, (G) ile gösterilen toplam 21.842,77 m² yüzölçümündeki bölümün davacı İ.. A.. adına,
aynı bilirkişi krokisinde (C5) ile gösterilen 5699.05 m² yüzölçümündeki bölümün davacı M.. T.. adına,
aynı bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 28581,45 m² , (B3) ile gösterilen 32008,77 m² yüzölçümündeki bölümlerin M.. T.., G.. T.., Ü.. T.., B.. T.. ve A.. T.. adlarına,
fen bilirkişi krokisinde (D) ile gösterilen 16024,33 m², (E) ile gösterilen 3649,075 m², (H) ile gösterilen 1801,89 m², (K2) ile gösterilen 40560,05 m² yüzölçümündeki bölümlerin ise katılan İ.. Z.. adına tapuya tesciline,
aynı Krokide (B1), (B2), (C1), (C2), (C3), (C4) ve (K1) ile gösterilen bölümlere yönelik açılan davanın ise orman kadastrosu sınırları içinde kaldıkları gerekçesiyle REDDİNE,
karar verilmiş, hüküm M.. T.. mirasçıları Güler Taşkesen ve arkadaşları, katılan İ.. Z.. ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, genel kadastroda kadastro dışı bırakılmış olup tapu kaydı bulunmayan yerin, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1996 yılında yapımına başlanıp 16.07.1999 tarihinde ilân edilerek 16..01.2000 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Genel arazi kadastrosu ise 1974 yılında yapılmış ve sonuçları .24.04.1975 ila 24.06.1975 tarihinde ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; temyize konu davada, davacılar G.. T..ve diğer davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına, katılan İ.. Z.. Mart 1326 tarih 120 ve Eylül 1927 tarih 7 nolu tapu kayıtlarına, davalı Hazine ise, davacılar G.. T.. ve arkadaşlarının yararına zilyetlik koşullarının oluşmadığı ve taşınmazın Kanunievvel 1332 tarih 502 sıra sayılı tapu kaydına dayanarak taşınmazın adlarına tescilini istemişlerdir. Zilyetlik olgusuna dayanan davacılar yönünden, usulüne uygun olarak zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığı, katılan İbrahim tarafından ileri sürülen tapu kayıt malikleri ile arasındaki akdi veya ırsi ilişki belirlenmemiş, davacılar ile önceki zilyetleri veya miras bırakanları yönünden 3402 sayılı Kanunun 14,maddesindeki zilyetlikten taşınmaz mal edinme sınırlaması, taşınmazın hangi mahalle veya köy sınırları içinde kalarak tescil harici bırakıldığı ile tescil harici bırakılma nedeni, imar planına alınıp alınmadığı araştırılmamış, yerel bilirkişi ve tanık sözleri resmi belgeler ile denetlenmemiştir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, mahkemece, dayanak tapu kayıtları ve varsa revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları (dava sonucu kesinleşmiş iseler ilgili dava dosyaları), kesinleşmiş orman kadastrosu tutanak ve haritaları, en eski tarihli memleket haritası ile memleket haritasının üretildiği hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, yine dava tarihinden, 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, hangi köy/köylerde veya mahalle/mahallelerde hangi nedenle kadastro harici bırakıldığı, imar planına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının kesinleşme tarihi ilgili yerlerden getirtilip, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita – kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmek ve ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmak suretiyle çekişmeli taşınmazın orman kadastrosuna göre konumu, yine taşınmazın öncesinin tespiti için en eski tarihli memleket haritası ile bu memleket haritasının üretildiği hava fotoğrafında ne şekilde nitelendirildiği, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, katılan İ.. Z..’nun dayandığı tapu kayıtları ile olan bağlantısını gösterir Türkoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24.12.1997 gün 1997/210-215 sayılı mirasçılık belgesinin yine Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.06.2000 gün 2000/38-76 sayılı kararı ile iptal edildiğinden, dayanılan tapu kayıtlarının gitti kaydı olup katılanın da malik olarak gösterildiği 06.01.1998 tarih 204 cilt, 85 sayfa, 1 sıra sayılı tapu kaydının baştan beri yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve bu surette oluşturulan sicil kaydının, katılana hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı, yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; yolsuz sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.K.’nın 1023. (E.M.Y.931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağından katılanın kök tapu malikleri ile akdi veya ırsi ilişkisini ispatlayamaması halinde dayandığı tapu kayıtlarının yararına olarak uygulanamayacağı gözetilmeli, kök tapu kayıtları ile akdi veya ırsi bağlantısı sağlandığı takdirde dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, yine Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 06.02.2001 gün 2000/1287-113 sayılı kararına konu taşınmaz fen bilirkişi raporu ve krokisinde dava konusu taşınmaz ile bağlantılı olarak gösterilmeli, bu davada davalı taraf olarak yer alan İ.. Z.. ve M..P.. yönünden elatmanın önlenmesine karar verildiğinden, elatmanın önlenmesi davasına konu taşınmaz yönünden katılanın zilyetliğinin kesildiği gözönünde bulundurulmalı, yine Hazinenin dayandığı tapu kaydı yöntemince uygulanıp sınırları ve kapsadığı taşınmaz denetime ve keşfi izlemeye elverişli kroki üzerinde gösterilmeli, taşınmazın farklı yerlerinden alınacak toprak numuneleri analiz edilmek suretiyle eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar – ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar, katılan ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay temyiz incelemesi duruşmalı yapıldığından 1.100.- TL vekâlet ücretinin davalılar ile katılandan alınarak davacı İ.. A..’a verilmesine, Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacılar ve katılandan alınarak Hazineye verilmesine, katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.100.- TL vekâlet ücretinin davacılar ve davalılardan alınarak katılan İ.. Z..’na verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.