Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/10206 E. 2014/1920 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10206
KARAR NO : 2014/1920
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Esadiye Köyü 266 parsel sayılı 16.460 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden Muhittin Uygun adına tesbit edilmiş, daha sonra yenileme kadastrosu sonucu 116 ada 47 parsel numarasını alarak davalı adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı vekili, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığını iddia ederek, tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacılar ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairenin 09.05.2012 gün ve 2012/1556 – 2012/6920 sayılı kararıyla; “Karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun uygulanması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası davacı Hazine ıslah dilekçesi ile 116 ada 47 parsel sayılı taşınmazın, mahkemece belirlenecek eylemli orman niteliğinde olan kısımlarının orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Bozma kararına uyulduktan sonra, Yargıtay bozma ilâmı ve sonrasında alınan ek bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulüne, 28/04/2013 tarihli ek bilirkişi raporu dikkate alınarak dava konusu Esadiye Köyü 116 ada 47 sayılı parselin ek bilirkişi raporunda ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 4.325,96 m2’lik kısmının eylemli orman olduğu tesbit olunduğundan dolayı bu kısmın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından krokide (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1959 yılında genel arazi kadastrosu, 21.11.1991 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, davacı Hazinenin ıslah talebi kabul edilerek, davaya eylemli orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil olarak devam edilmişse de, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesine göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Yargıtayca hüküm bozulduktan sonra, bu yoldan faydalanmaya imkân bulunmamaktadır. Yargıtayın 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı içtihadı birleştirme kararında da “Hükmün,Yagıtayca bozulması
– 2 –
2013/10206 – 2014/1920

üzerine hüküm mahkemesinde yapılan yeni tahkikat sırasında ıslah yapılması mümkün değildir.” denilerek bozmadan sonra ıslaha izin verilmemektedir. Bu durumda, 116 ada 47 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davaya, dava dilekçesinde olduğu gibi 2/B’lik alanda kalan tapu kaydının iptal ve tescili olarak devam edilmeli, bozma gereğince işlem yapılarak 6292 sayılı Kanunun gerekleri yerine getirilmesi gerekirdi. Ancak, davalı tarafın temyizi bulunmadığından orman niteliği ile tescile karar verilen ve temyize konu olmayan (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden temyiz incelemesi yapılmamıştır. Dava konusu taşınmazın temyize konu olan ve krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün P.XXI ile gösterilen 2/B alanında kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacı Hazine, tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle tapu kaydının iptalini istediğine göre, 6292 sayılı Kanunun 7/1- a maddesinin uygulanacağı ve buna göre; açılan davadan vazgeçileceği hususunun kanunun âmir hükmü olduğu, buradaki vazgeçmenin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi ve devamında düzenlenen teknik anlamda bir “davadan feragat” olmayıp, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatanın da aranmadığı, kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme olduğu, bu nedenle (B) harfi ile gösterilen bölüm hakkında mahkemece, davacı Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, “fazlaya ilişkin istemin reddine” denilerek esastan redde karar verilmiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1.paragrafının sonunda yazılı “…fazlaya ilişkin davanın reddine” ibaresinin hükümden çıkarılarak; yerine “…dava konusu taşınmazın, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen geri kalan bölümü hakkındaki davadan, Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 17.02.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.