YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9678
KARAR NO : 2013/1214
KARAR TARİHİ : 12.02.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyü, Dağyolu Mevkiinde, bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenîi Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile sınırları belirtilen 6523.53 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle;
Dairenin 20/10/2008 gün ve 2008/9057 – 13342 sayılı ilâmıyla “ 1-Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu yapıldığı anlaşılmakta olup genel arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı ve hangi tarihlerde ilân edilerek kesinleştiği ve çekişmeli taşınmazın hangi nedenle, ne olarak tesbit dışı bırakıldığı ve genel arazi kadastrosunun kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır.
2- Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar çekişmeli taşınmazın davacı tarafından babası ve amcası ile müşterek kullanıldığını bildirdikleri halde, bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmamış; davacının babası ve amcası davaya dahil edilerek dinlenmemiştir.
3- Davalı Hazine, cevap dilekçesinde çekişmeli taşınmazın belediye sınırları içinde kaldığını bildirdiği halde bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
4- Keşif sırasında dinlenen orman bilirkişi taşınmazın memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenejman planında ormansız alan içinde kaldığını bildirmiş, ancak, taşınmazın konumunu denetlemeye imkan verecek şekilde haritalar üzerinde göstermemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı ve hangi tarihlerde ilân edilerek kesinleştiği ve çekişmeli taşınmazın hangi nedenle, ne olarak tesbit dışı bırakıldığı, taşınmazın belediye sınırları ve imar planı içinde kalıp kalmadığı ve davacının taşınmazı babası ve amcası ile müştereken kullanıp kullanmadığı araştırılmalı; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi, bir jeoloji mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; yapılan araştırma ve inceleme sonucunda taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, mahkemece 1980 ve 1990’lı yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritası ilgili yerlerden getirtilip, bilirkişiler tarafından, çekişmeli taşınmazın bu tarihlerde ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı ve jeolog bilirkişi tarafından dere yatağı olup olmadığı belirlenip çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilâmına uyulduktan sonra davanın kabulüne, 12/04/2011 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde 6523,53 m²’lik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 12/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.