YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9593
KARAR NO : 2013/2174
KARAR TARİHİ : 04.03.2013
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek – 4 madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, … İlçesi, … Köyü, 278 ada 7 parsel sayılı 4004,25 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davalı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi vekili, çekişmeli taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğu, 2/B madde koşullarını taşımadığı halde Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı iddiasıyla, orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Hazine adına orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği, 2010 yılında yapılan kadastro tespitinde, kesinleşen 2/B madde alanında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek – 4 madde uyarınca fiilî kullanım durumunun tesbitinin yapıldığı, orman sınırları dışına çıkarılan ve bu işlemin kesinleştiği yerlere ilişkin açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, mahkemece verilen bu hüküm davacı … Yönetimi vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.04.2011 tarih ve 2011/1133-5079 sayılı bozma kararında özetle: “Somut uyuşmazlıkta, çekişmeli taşınmaz hakkında 06.04.2010 tarihinde kadastro tesbit tutanağı düzenlenmiş olup, Orman Yönetimi tarafından 3402 sayılı Kanunun 12/1 ve 26/B maddelerinde belirtilen 30 günlük askı süresi içinde dava açıldığına göre, davaya bakma görevi kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine ve dava konusu … Köyü, 278 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek – 4 madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 08.12.1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 07.03.1978 tarihinde itirazları inceleme sonuçları ise 24.09.1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 3402 sayılı
Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp sonuçları 26.11.2002 – 25.12.2002 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın eylemli biçimde orman olmadığı gerekçesiyle davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz üzerinde 75 adet kendiliğinden çıkma 10 ilâ 30 yaşlarında olan zeytin ağaçları ile 7 adet 75-80 yaşlarında kızılçam ağaçları bulunduğu mahkemece mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları ile belirlenmiştir.
Taşınmaz üzerindeki delice zeytinleri aşılanarak mahsuldar duruma getirilmediği müddetçe taşınmazın zeytinlik vasfında olduğunun kabulüne ve yabanî zeytin ağaçlarını (delice) kültür ağacı saymaya olanak yoktur. Mahkemece toplanan deliller, bilirkişi raporları ile keşif tutanağına yansıyan bilgilere göre, çekişmeli taşınmazın hâkim ağaç türü itibariyle de aşılı zeytin ağaçları ile kaplı olmadığı ve zeytinlik vasfında olmadığı, üzerinde bulunan delice ve kızılçam ağaçları ile eylemli biçimde orman olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, çekişmeli taşınmaz, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış yerlerden olup, bu niteliği itirazsız kesinleşmiş ise de, 4999 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11/5 maddesinde, “6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 2896 sayılı ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2/B madde uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan, ancak fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerler, talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilir. Tahsisi yapılan bu yerler Hazine adına tapuya orman vasfıyla tescil edilir.” hükmü mevcuttur. Kanunî düzenleme ve taşınmazın eylemli durumu gözetildiğinde, davacı … Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek davacı … Yönetiminin davasının reddi yolunda hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 04/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.