Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/9586 E. 2013/4655 K. 29.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9586
KARAR NO : 2013/4655
KARAR TARİHİ : 29.04.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi tüm taraflar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Yakacık Köyü, 156 ada 147 parsel sayılı 4748,44 m² yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle, 1937 tarih, 41 tahrir numaralı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tesbit edilmiştir. Davacı … Yönetimi, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, çekişmeli parselin tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş; davacı … Yönetimi vekilinin hükmü temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.06.2005 tarih ve 2005/2317-7282 sayılı kararı ile karar bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “bir örneği dosyada bulunan 1948 orman kadastrosunda düzenlenen harita ve 3402 sayılı Kanunun 4. madde hükümlerine göre düzenlenen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritadaki aynı orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattının, açı ve yön itibariyle birbirine benzemediği, bilirkişilerin, orman sınır hatları arasındaki bu farklılığı, 1948 yılında yapılan orman tahdidinde harita tekniğine uyulmadığı, haritanın basit kroki şeklinde olduğu, orman kadastro haritalarının hiç birinin zemine uymadığı, arazi kadastro ekibince paftasında işaretlenen yerlerinin zemine uyduğu şeklinde açıklamış ise de, bu açıklama ne kanuna ne yönetmeliğe ne de teknik izah nameye uymadığı, bu nedenlerle, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ilk orman tahdit haritası, tutanakları ve arazi kadastro paftasının sağlıklı biçimde aplikasyon kurallarına göre uygulanması, da sonra 1979 ve 2000 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde çalışmasından sonra oluşturulmuş olan haritaların yerine uygulanması, haritalar arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığının 1948, 1979 ve 2000 yılındaki işlemlerde kullanılan hava fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle Kadastro Yönetmeliğinin 54. maddesi gereğince düzenlenen teknik izah name hükümlerine göre belirlenmesi, çekişmeli taşınmazın 1948 yılındaki 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış orman tahdit haritası, 1979 aplikasyon haritası ve 2000 yılında ilân edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritalara göre konumunu gösteren her üç harita ile irtibatlı ve ayrı renklerde işaretli, haritalar ile genel arazi kadastro paftasının ölçekleri özel aletlerle denkleştirilmek suretiyle en az 12-15 adet orman sınır noktasını içerecek ölçekli krokisinin düzenlettirilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, çekişmeli Yakacık Köyü 156 ada 147 sayılı parselin 10.09.2007 tarihli müşterek bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 104,81 m² yüzölçümündeki bölümünün ifrazı ile orman niteliğiyle Hazine adına, taşınmazın geriye kalan 4643,63 m² yüzölçümündeki bölümünün tesbit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; davacı … Yönetimi vekilinin hükmü temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.05.2007 tarih ve 2007/2291 – 6089 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; keşifte ifadesine başvurulan yerel bilirkişi ilgili orman sınır noktalarını teknik bilirkişilere göstereceğini söylemiş, ancak; orman sınır noktalarını göstermesine ve yerlerini tarifine ilişkin beyanı keşif tutanağına geçirilmemiş, uzman bilirkişi kurulu da raporlarında orman sınır noktalarının yerel bilirkişi tarafından kendilerine gösterildiğini, çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığını bildirdikleri halde, orman sınır noktalarının yerleri konusunda açıklama getirmemişler, alel usûl ve bilimsel verileri içermeyen rapor ve kroki düzenledikleri belirtilerek, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının usûlüne uygun olarak uygulanması” gereğine değinilmiştir.
İkinci bozma kararından sonra, müdahili Hazine 08.06.2011 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu taşınmazın orman olan kısımlarının Hazine adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Yakacık Köyü, 156 ada 147 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın fen bilirkişilerinin 05.04.2011 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 542,10 m² yüzölçümündeki bölümünün orman vasfıyla aynı parsel sayısıyla Hazine adına, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 4206,34 m² yüzölçümündeki bölümün ise tespit gibi davalı … adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm tüm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu vardır. Daha sonra 1979 yılında yapılıp itirazların incelenmesinden sonra 07.01.1982 tarihinde ilân edilerek 07.01.1983 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 2002 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. madde hükümlerine göre yapılıp eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması mevcuttur.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 29/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.