YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/948
KARAR NO : 2012/1637
KARAR TARİHİ : 09.02.2012
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Maliye Hazinesi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … köyü 20877 ada 48 parsel sayılı 5993,85 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkartıldığı ve kullanıcısının … oğlu … olduğu beyanlar hanesine şerh verilerek tarla vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir. Davacılar dava konusu taşınmazın eksik ölçüldüğünü ve kullanıcısının … oğlu 1938 D.lu … olduğunu belirterek dava açmışlardır. Mahkemece davanın kabulü ile, dava konusu parselin 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına aktarıldığının tespitine, Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline, taşınmazın …’nın mirasçısı … ve …’nın kullanımında olduğunun tespitine, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, …’nın baba adının … olarak düzeltilmesine, dava konusu taşınmazın, kadastro tutanağında geçen … oğlu … şerhinin iptaline karar verilmiş, hüküm Maliye Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen EK 4/1 madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11’inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir.
Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi yada kişilere aittir. HGK.2010/7-70-86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK. 179/1.maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gereklidir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda, kadastro müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Davacı, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün ve tutanağın beyanlar hanesindeki zilyetliğe ilişkin şerhin düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesinde zilyet olarak gösterilen kişiler ile tespit maliki arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Davanın tespit maliki Hazineye ve beyanlar hanesinde zilyet olarak gösterilen kişilere yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece kadastro müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin kadastro müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece kadastro müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez.
Bu durumda davacı yana davanın tespit maliki Hazineye yönlendirilmesi için olanak verilmeli,davanın usulüne uygun yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … müdürlüğüne vekaleten Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 09/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.