Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/9014 E. 2013/919 K. 07.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9014
KARAR NO : 2013/919
KARAR TARİHİ : 07.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli … İli, … İlçesi, … Köyü, 322 parsel sayılı 9200 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, arsa vasfıyla …, …, …, … ve … adına tapuda kayıtlı iken yargılama sırasında 12.10.2005 tarihinde yapılan satışla …’a ve yine yargılama sırasında 26.12.2006 tarihinde yapılan satışla da … Kağıt Metal ve Nakliyat Sanayi Tic. Ltd. Şirketine geçmiş olup, tapuda … Kağıt Metal ve Nak. San. Ltd.Şti. adına kayıtlıdır.
Davacı Hazine, … ve arkadaşları aleyhine 19.11.1999 tarihli dilekçesiyle 322 parsel sayılı taşınmazın 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu iddia ederek, tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescili talebiyle dava açmıştır. Birleştirilen 2003/872 esas sayılı dava dosyasıyla … ve arkadaşları 07.02.2003 tarihli dava dilekçesiyle, Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine 322 parselin tapu kaydı üzerinde bulunan 2/B şerhinin iptali istemiyle dava açmıştır. Birleştirilen 2006/294 esas sayılı dava dosyasıyla … 09.06.2006 tarihli dava dilekçesiyle, 322 parsel üzerindeki 2/B şerhinin kaldırılması talebiyle dava açmıştır.
Mahkemenin Hazinenin davasının reddine, … ve arkadaşlarının davasının kabulüyle 322 parselin üzerindeki 2/B şerhinin kaldırılmasına dair verdiği karar 20. Hukuk Dairesinin 28.09.2004 gün 2004/3635 – 9360 sayılı kararıyla bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra Hazine tarafından davalı gerçek kişiler aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, bu dosya ile birleştirilen mahkemenin 2003/872 Esas sayısı ile yine bu dosyada birleştirilen … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/294 Esas sayılı dava dosyasında açılan davanın kabulü ile … İlçesi, … Mahallesinde kain 3/1 pafta ve 322 parsel sayılı … adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydının beyan hanesindeki “6831 sayılı Yasanın 31/6. maddesi uyarınca kısmen Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır.” ibareli 13.07.1995 tarih ve 2854 yevmiye nolu şerhin terkinine dair verilen karar 20. Hukuk Dairesinin 06.11.2007 gün 2007/14161 – 13902 sayılı kararıyla “mahkemece bozma ilâmına uyulmasına rağmen gerekleri yerine getirilmemiş olduğu;
Mahkemece 30.11.2006 tarihinde yapılan keşifte uzmanlığına başvurulan Orman Yüksek Mühendisleri … ve … ile Harita Mühendisi … Yelkenci’nin verdiği 02.02.2007 günlü raporda özetle: 3116 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan orman tahdidinde açı, yön ve mesafelere göre orman tahdit haritasının düzenlendiği orijinal orman tahdit haritasına göre, çekişmeli taşınmazın tamamen orman sınırları dışında kaldığı, 1744 sayılı Yasa uygulaması sırasında 19 numaralı Tahdit Komisyonunca aplike işlemi yapılırken açı, yön ve mesafe değerleri yanlış gerekçe ile farklı biçimde uygulanarak nizalı parselin 8253 m2’sinin orman sınırları içinde gösterilerek 15.10.1961
tarihinden önce orman niteliğini yitiren alanda kalması nedeniyle orman sınırları dışına çıkarma işleminin yapıldığı, oysa tutanaklardaki anlatımlar, açı, yön, mesafe farkları, sabit dekovil (eski tren yolu) hattı, eski tarihli 1/25000 ölçekli memleket haritası incelemesi sonucu aplikasyon ve 2. madde uygulamasının hatalı olduğu ve 70 sayılı parselin dışında ve kuzey tarafında bulunan arazinin … Asliye 15. Hukuk Mahkemesinde görülen ve kesinleşen 1970/108 E. – 1981/52 K. sayılı ilâm ile de dava konusu yerin orman dışında olduğunun belirlendiğini bildirmişlerdir.
Aplikasyon yeni bir orman kadastro işlemi olmayıp, daha önce kesinleşen orman kadastrosunun yapılmasında uygulanan yöntem ve kullanılan araçlarla önceki O.S.N.ların haritalar ve haritaların düzenlenmesine esas alınan tutanakların içeriğinden faydalanılarak zeminde yenilenmesinden ibarettir.
Mahkemece, davalı parselin 1938 tahdidinin dışında kaldığı kabul edilmişse de, dava konusu parselin kesinleşen orman tahdidine göre konumuna ilişkin olarak yapılan açıklamalar, ilk orman kadastro tutanakları ve 1744 sayılı Yasa uygulaması sırasında düzenlenen harita ve tutanaklar ile çelişkili olduğu , temyize konu bu davayı ilgilendiren 6 ilâ 10 numaralı noktaların orijinal krokileri dava dosyasına gelen zabıt defterinin sayfalarında bulunmamaktadır. Bu noktaların tahdit tutanaklarında çizilmesi gereken krokileri, bu davanın çözümünde çok önemlidir. Çünkü; 1938 yılı tahdit zabıtlarında tarif edilen noktalar ile aynı tahdit zabıtlarına çizilen krokiler, tahdit haritası ile uyumlu olduğu halde, bu dava ile ilgili (10) numaralı noktanın 1938 tarihli tahdit zabıtlarında tarif edilen (burada Kağıthane Deresi ile … Deresi birleştiği) yer ile 1938 tarihli tahdit haritasında işaretlenen (10) numaralı noktanın yeri farklı ve fakat 1976 yılındaki 1744 sayılı Yasaya göre düzenlenen tahdit tutanağı ve haritası ile 1938 yılı tahdit tutanağı birbiri ile uyumlu olduğu görülmektedir. 1938 tahdit tutaklarında tarif edilen 5 ilâ 10 numaralı noktaların krokilerinin tahdit tutanak defterine neden çizilmediği izahsız kalmıştır. Çizilmiş olsa dahi bununla ilgili belgeler araştırılıp dava dosyasına getirilmemiştir.
Dosya içindeki 1976 yılı 1744 tahdit haritasında aynı köy 61 nolu parselin güneybatısından itibaren … Devlet Ormanı isimli başka bir ormanın bulunduğu ve bu ormanda yapılan 2. madde uygulaması sonucu XLV ve XLVI numaralı 2. madde poligon sahalarının … Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1992/201 E. ve 1992/230 Karar sayılı ilâmına konu olduğu, tahdit haritası üzerinde yazılı olduğu görülmektedir. Bu davanın çözümünde önemli olan (10) nolu orman sınır noktası, sözü edilen diğer … Devlet Ormanın tahdit defterlerine çizilen krokide de gösterilmiş olması mümkündür. Raporlarda bu yolda bir açıklık yoktur. Bu nedenle anılan dosyanın ve sözü edilen o ormana ait tahdit krokilerinin getirtilip incelenmesi gereklidir. Ayrıca, dava konusu 322 sayılı parsel de içinde olmak üzere 307 ila 333 sayılı parseller 70 sayılı kadastro parselinin ifrazı sonucu oluşturulmuştur. Tutanak iktisabında 68 ve 70 sayılı parsellerin öncesinin bir bütün halinde oldukları ve 41.355 m2 yüzölçümlü Nisan 1941 tarih 20 ve Eylül 1944 tarih 25 sayılı pay tapu kayıtları kapsamında kaldıkları belirtilerek 1969 yılında tespit tutanakları düzenlenmiştir. 68 sayılı parselin yüzölçümü 55.313 m2, 70 sayılı parselin yüzölçümü 62.750 m2’dir. 68 sayılı parsel, … Deresinin güneyinde ve doğusunda, 70 sayılı parsel ise, aynı derenin kuzeyinde ve batısında kalmaktadır. Bu iki parsel arasında kadim … Deresi geçtiğine göre 68 ve 70 sayılı parsellerin öncesinin bir bütün olduğu ve biribirinden ayrıldığı düşünülemez. 68 ve 70 sayılı parsellerin toplam yüzölçümü 118.063 m2 bu iki parsele revizyon gören tapu kaydının miktarı ise, 41.355 m2’dir. Tapu kaydının önce cinsi, oda, samanlık, ahır, harmanyeri, meşeağacı ve tarlayı müştemil bir kıta bostan iken, kargir ev ve bostana çevrilmiştir. Sözü edilen tapu kaydının Doğusu: Hazine-i Hassa Merası, Batısı: Kağıthane Şosesi, Kuzeyi: Tahta Köprü ve İki Tepe ve Burgaz yoluna varınca ve iki bostan beyninde meşe ağacı ve Dönme tarla, Güneyi: Mösyö Kok, Şeyh Salih bahçeleri ve şose tariki olup değişir sınırlı olması nedeniyle 766 Sayılı Yasanın 42 ve 3402 sayılı Yasanın 20/C maddesi gereğince kapsamının yüzölçümüne değer verilerek belirlenmesi ve 6831 sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 1 ve 2. fıkra hükümleri gözönünde bulundurularak davacı …’un davası hakkında bir karar verilmesi, Hazinenin davasının da süresinde yenilenmediğinden H.Y.U.Y.’nın 409. maddesi hükmüne göre açılmamış sayılmasına karar verilmesi, Hazine tarafından aynı konuda … aleyhine yeni bir dava açılırsa bu dava ile birleştirilmesi gereğinin düşünülmesi” gerektiğine değinilerek bozulmuş; bozma kararına karşı davacı Hazine vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.12.2008 gün 2008/10085 – 17623 sayılı kararıyla “Yapılan incelemede dairemizin bozma kararının son paragrafında (Hazinenin davasının da süresinde yenilenmediğinden H.Y.U.Y.’nın 409. maddesi hükmüne göre açılmamış sayılmasına karar
verilmesi,) denmiş ise de, yargılama sırasında Hazinenin davasının takip edilmediği için 09/11/2006 tarihli celsede işlemden kaldırıldığı,Hazinenin 30/11/2006 tarihli dilekçe ile davasını yenilediği ve dilekçenin 04/12/2006 tarihinde hâkim tarafından havale edildiği,daha sonraki ilk celsenin 08/12/2007 tarihinde yapıldığı ve bu duruşmaya,Hazine avukatının mazeretli olduğundan katılmadığı ve daha sonraki celsede Hazine avukatının huzuru ile yargılamanın sonuçlandırıldığı, bu duruma göre Hazinenin davasının süresi içinde yenilenerek takip edildiği ve açılmamış sayılmasına karar verilmesine gerek olmadığı anlaşılmış olup, daire kararının düzeltilmesi gerektiğinden H.Y.U.Y.nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan diğer karar düzeltme isteğinin REDDİNE, Dairenin 06/11/2007 gün 2007/ 14161 – 13902 E. K. sayılı bozma ilâmının son paragrafındaki (Hazinenin davasının da süresinde yenilenmediğinden H.Y.U.Y.’nın 409. maddesi hükmüne göre açılmamış sayılmasına karar verilmesi) kelimelerinin karardan çıkarılması suretiyle düzeltilmesine, geri kalan bozma sebeplerinin aynen muhafazasına ” karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra asıl dava yönünden davalılar …, …, …, …, … ile … hakkındaki davanın bu davalıların dava devam ederken malik sıfatları kalmadığından davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle REDDİNE, yargılama devam ederken davalı sıfatını kazanan … Kağıt Metal ve Nak.San.ve Tic.Ltd.Şti. hakkında açılan davanın esastan REDDİNE, birleştirilen 2008/872 esas sayılı dava dosyası yönünden; davacılar …, …, …, …, … dava devam ederken taşınmazı 3. kişiye temlik etmeleri nedeniyle davacı sıfatları kalmadığından açtıkları davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle REDDİNE, birleştirilen 2006/294 esas sayılı dava dosyası yönünden …’un dava devam ederken taşınmazı 3. kişiye temlik etmesi nedeniyle sıfatı kalmadığından açtığı davanın aktif dava yokluğu nedeniyle REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili, karşı dava ise, bu nedenle tapu kaydı üzerine konulan 6831 sayılı Yasanın 2/B madde şerhinin iptaline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Köyünde 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre ilk kez 1938 yılında yapılarak 1939 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1744 sayılı Yasa döneminde yapılan ve 10.05.1977 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve aynı Yasanın 2. madde uygulaması, 07.08.1985 tarihinde ilân edilen 2896 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ve yine 1988 yılında 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazın 1939 yılında 3116 sayılı Yasa hükümleri gereğince yapılan orman tahdidine göre orman sınırları dışında kaldığı, 1976 yılında hatalı yapılan aplikasyon uygulamasıyla orman sınırları içine alınığı ve P.IV nolu 2. madde poligonu içinde orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 07/02/2013 günü oy birliği ile karar verildi.