Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/8989 E. 2013/780 K. 05.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8989
KARAR NO : 2013/780
KARAR TARİHİ : 05.02.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2007 yılında yapılan kadastro sırasında Karalar Köyü 165 ada 1 parsel sayılı 14017 m² yüzölçümündeki taşınmaz, asliye hukuk mahkemesinde tescil davasına konu olduğundan söz edilerek malik hanesi boş bırakılmış, tutunak ve ekleri kadastro mahkemesine devredilmiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın orman olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahekemce davacının davasının kabulüne, Orman Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu parselin arsa niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. madde hükümlerinin davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; dosyada bulunan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritasında kısmen yeşil renkli bölümde kaldığı bildirildiği halde, bu yeşil rengin sebebi ve memleket haritasının tarihi açıklanmadığı gibi, memleket haritası ile taşınmazı komşu parsellerle bir arada gösteren kadastro paftası çakıştırılmamıştır. Bu nedenle, rapor denetime elverişli değildir. Bundan ayrı; çekişmeli taşınmaza komşu olan 166 parsel ile varsa başka yakın komşulara ait kadastro tesbit tutanakları ve varsa dayanak belgeleri getirtilmemiş, taşınmazın güneyinden dere geçtiği halde jeolog bilirkişiden rapor alınmamıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen steroskopik çift hava fotoğraflarının steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, öncelikle dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait en eski ve dava tarihinden 15-20 yıl önce çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, orman sayılan yerlerden değil ise, öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği, satış yoluyla davacı şirkete geçtiğine göre zilyetliğin eklemeli olarak ekonomik amacına uygun sürdürülüp sürdürülmediği, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, komşu parsel tutanakları ve varsa dayanağı kayıt ve belgeler getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu belirlenmeli, jeolog bilirkişiden sınırdaki derenin çekişmeli taşınmazın kullanımına etkisi, taşkın sahasında olup olmadığı, derenin yatak değiştirip değiştirmediği konularında; ziraat uzmanından üzerindeki bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşı, dağılımı, kapalılık oranı, dikme mi kendiliğinden yetişme mi olduğu konularında bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, taşınmazın malik hanesinin açık olduğu gözönünde bulundurularak, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince resen de toplanabilecek deliller çerçevesinde hangi bölümünün kim adına tescil edileceğine karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 05/02/2013 günü oy birliği ile karar verildi.