YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8983
KARAR NO : 2013/786
KARAR TARİHİ : 05.02.2013
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
C..Köyü 397 ada 12 ve 399 ada 4 parsel sayılı (2245.48 m2 ve 1296.61 m2) taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiş; Hazinenin, taşınmazların özel kanunlar gereği kamulaştırılan ve Hazineye ait olan 09.08.1947 tarih 6 sıra ve 21.11.1947 tarih 46 sırada kayıtlı tapu kayıtları kapsamında kaldığı iddiası ile açtığı davanın reddine karar verilmiş; Hazine tarafından hüküm temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.11.2008 gün ve 12096-15756 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hazine tarafından taşınmazların çamlık ormanı niteliğinde Ağustos 1947 tarih 6 numaralı tapu kaydı sınırları içinde bulunduğu, kişiler tarafından açılan tescil davalarının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/25, 26, 27, 28 sayılı kesinleşen kararları ile tapu kaydı kapsamının belirlendiği iddiasıyla dava açıldığı halde, ilgili dava dosyaları ve tapu kayıtları ilk geldileriyle getirtilip uygulanmadan yerel bilirkişi ve tanıkların tapu kaydında okunan Tuzakçam mevkiinin Cevizli Köyü sınırları içinde bulunmadığı, sınırlarının da taşınmaza uymadığına ilişkin soyut beyanları gerekçe gösterilerek davanın reddedildiği, oysa dosya arasında bulunan ve Cevdet Öğüt’ün açtığı davanın reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2005 tarih, 2005/25-34 sayılı kesinleşen kararının gerekçesinde C.. Köyündeki davaya konu taşınmazın orman niteliğinde Hazine adına kayıtlı Ağustos 1947 tarih 6 numaralı tapu kaydı kapsamında bulunduğunun belirtildiği,
Davacı Hazinenin dayanağı Çamlık Ormanı niteliğinde ve 137 Hektar 8954 m2 yüzölçümündeki tapu kaydının Doğusu: Verindam Çeşmesi, Batısı: Kulakpınarı ve Cebel olup, doğudaki Verenalan Çimenine kadar 4000 metre, Güneyi: Sofular Gediği olup, kuzeydeki çaya kadar 2800 metre sınırlı olduğu ve Mart 333 D. defterinde Hacı Şükrü evlatları Ahmet, Bekir, Neşet, Şerifnaz, Ülfet ve Kadriye adına kayıtlı iken, 4785 Sayılı Yasa gereğince devletleştirme bedeli ödenip devletleştirilerek Hazine adına tapuya tescil edildiği,
O halde mahkemece, öncelikle; Hazinenin dayandığı Ağustos 1947 tarih 6 numaralı tapu kaydının dayanağı evraklar ile haritası ve devletleştirilen Mart 333 D. kayıtlı tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile varsa haritası, orman kadastro tutanakları ve haritası, en eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğrafları ve amenajman planı, 1980-1990 ve sonraki yıllara ait fotogrometri yöntemiyle düzenlenen pafta örneği, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/25, 26, 27 ve 28 sayılı dava dosyaları, komşu parsel tutanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra Hazine tarafından aynı iddia ile bir çok davanın açıldığı, bunlardan bir kısmının sonuçlandırılıp temyiz incelemesi için daireye gönderildiği, bir kısmının ise halen devam ettiği anlaşıldığından, bu dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek tapu kaydındaki sınırları ve memleket haritasındaki mevkii ve sınırları bilecek ve bu davalar ile ilgisi olmayan olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler tespit edilerek, gerektiğinde tapu kayıtlarının bilinmeyen sınırları ve zilyedlik konusunda bilgi verecek tanık isimlerinin taraflardan istenmesi, önceki keşiflere katılmamış bir orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi ve fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte Hazinenin dayandığı Ağustos 1947 tarih 6 numaralı tapu kaydı, dayanağı harita ve diğer belgelerin yerel bilirkişiler aracılığıyla zemine uygulanması, dosyaya getirtilecek Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/25, 26, 27, 28 sayılı dava dosyalarındaki gerekçeler ve tapu kaydı uygulmasına ilişkin bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi, taşınmazların orman olup olmadığı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; Hazineye ait Ağustos 1947 tarih 6 nolu tapu kaydı ve dayanağı devletleştirme evrakı ve haritası içinde kalmayan ve eski tarihli haritalarda ve orman kadastrosunda orman sayılmayan alan olarak nitelenen ancak orman içi açıklığı olan bölümler varsa bu yerler kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalsa bile 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince zilyetlikle kazanılamayacağı, yine taşınmaz tapu kaydı kapsamı ve kesinleşen orman kadastro sınırları dışında olsa dahi eski tarihli memleket haritasında orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, orman niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemeyeceğinin düşünülmesi,
Yukarıda belirtilen araştırma ve inceleme sonucu taşınmazların tapu kaydı kapsamı ve kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, eski tarihli memleket haritasında orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, bu kez her bir taşınmaza ilişkin zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması, 1980 – 1990’lı yıllar ve sonraki yıllara ait aktüel durumu gösteren memleket haritası ve hava fotoğraflarında ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında taşınmazın kullanıldığına dair belirtilerin bulunup bulunmadığının saptanması, yapılacak keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı konusunda rapor alınması; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığının saptanması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce yapılan ve 02.02.2001 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak çekişmeli taşınmazların Hazinenin tutunduğu Ağustos 1947 tarrih ve 6 numaralı devletleştirme tapusunun kapsamı dışında ve yine kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, eski tarihli resmî belgelerde de orman sayılmayan yerlerden olduğu, üzerinde yaşlı meyve ağaçları ile köy yerleşim alanında kaldığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 05/02/2013 günü oy birliği ile karar verildi.