YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7948
KARAR NO : 2013/5444
KARAR TARİHİ : 13.05.2013
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yayla Gökben Köyü, 309 ada 1 parsel sayılı 148435,74 m² yüzölçümündeki taşınmaz yörede 05.02.2009 tarihinde ilân edilen 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması sırasında, orman kadastro komisyonu tarafından roma rakamıyla P.L poligon numarası verilerek orman sınırları dışına çıkartılmış, 19.08.2010 tarihinde ise, tescil bildirimiyle, 309 ada 1 parsel sayısı ve beyanlar hanesine “2/B madde” şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tapuya tescil edilmiştir.
Davacı … Yönetimi vekili 05.08.2009 tarihli dilekçesiyle, Yayla Gökben Köyünde Orman Kadastro Komisyonunca 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla P.L poligon numarasıyla orman sınırlarına çıkarılan taşınmaz içinde bulunan ve dava dilekçesine ekli çizelgede koordinat değerleri gösterilen bölümün 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmediği iddiasıyla, dava dilekçesine ekli çizelgede koordinat değerleri verilen ve P.L numaralı 2/B poligonu içinde yer alan taşınmaz bölümüne ilişkin orman sınırları dışına çıkarma işlemenin iptali ve bu taşınmaz bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve Yayla Gökben Köyü P.L nolu ve 309 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kalan ve teknik bilirkişinin raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile gösterdiği 19786,00.m² yüzölçümündeki taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılması işleminin iptal edilerek, (A) harfi ile gösterilen 19786,00.m² yüzölçümündeki taşınmazın orman sınırları içerisine alınmasına, davacı … Yönetiminin tapu iptali ve tescil isteminin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde istem halinde dosyanın görevli ve yetkili Fethiye Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 05.02.2009 tarihinde ilân edilerek eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemenin 05.10.2011 tarihli kısa kararında, “davanın kabulüne, sair hususların gerekçeli kararda gösterilmesine” denilerek karar verilmiş iken, hüküm fıkrasında ise, iki numaralı bentde, “Dava konusu Muğla İli, Fethiye İlçesi, Yayla Gökben Köyü P.L nolu ve 309 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kalan ve teknik bilirkişinin raporuna ekli krokisinde (A)
harfi ile gösterdiği 19.786,00 m² miktarındaki taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılması işleminin iptal edilerek, (A) harfi ile gösterilen 19.786,00 m² miktarındaki taşınmazın orman sınırları içerisine alınmasına” üç numaralı bentde “Davacı … İdaresinin tapu iptali ve tescil isteminin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde istem halinde dosyanın görevli ve yetkili Fethiye Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” denilmiştir. Bu suretle kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK madde 298/2). Asıl olan duruşma tutanağına yazılıp taraflara tefhim olunan karardır. Tefhim ile birlikte yargılamadan elini çekmiş olan hâkim tefhim ettiği kararı taraflara tebliğ etmek durumundadır. Sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması zorunludur. 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, tefhim edilen kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasının gerektiği öngörülmüştür. Asıl talepler bakımından kısa kararda hükmedilmeyen bir hak ve yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olması veya tersi bir durumun çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı değildir. İçtihadı Birleştirme Kararında; çelişkinin varlığı tesbit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu sebeple bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Bu sebeple, mahkemece bozmadan önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 13/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.