Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/7869 E. 2012/10602 K. 25.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7869
KARAR NO : 2012/10602
KARAR TARİHİ : 25.09.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 07/02/2012 gün ve 2011/9755 – 1272 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı gerçek kişiler 04.03.2010 günlü dilekçeleriyle, … köyü 208 sayılı parselin kesinleşmiş 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, hak sahipleri tespit komisyonu tarafından bu taşınmazın belli bölümlerinin hak sahibi olarak kendilerinin belirlendiği, parselin kendi paylarına düşen bu bölümlerinin rayiç bedelini ödeyip, tapularını almaya hak kazandıkları, tapuda devir işleminin yapılmadığı iddiasıyla, çekişmeli parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve satın aldıkları payların adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemenin davanın REDDİNE ilişkin kararı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.02.2012 gün ve 2011/9755-1272 sayılı kararı ile “… köyünde 1978 yılında yapılan ve 02.06.1978 – 03.07.1978 tarihinde ilân edilen genel kadastroda … köyü 208 sayılı parselin taşlık niteliğiyle Hazine adına tespitinin hükmen kesinleşmesiyle, çekişmeli parselin taşlık ve çalılık niteliğiyle tapuya hükmen tescil edildiği, tapuda yazan bu niteliği itibariyle 2924 sayılı Orman Köylerinin Kalkındırılmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin öngörülen “Bu kanun 6831 sayılı Orman Kanunun 2. maddesi uyarınca Orman kadastro Komisyonları tarafından orman sınırları dışına çıkartılan” yerler kapsamına girmediği gibi, somut olayda; çekişmeli parselin 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup olmadığının yöntemince saptanmadığı, ancak dosyada bulunan ve davacılar tarafından sunulan bir kısım belgelerden, parselin bir kısım payının 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satıldığı, ancak tescil işleminin yapılmadığı, işte davacı gerçek kişilerin satın aldıkları bu payların adlarına tescili istemiyle dava açtıkları, yörede 1998 yılında çalışmaya başlayan hak sahiplerini tesbit komisyonunca 208 sayılı parselin toplam 566350 pay kabul edilerek 1760 payının …, 880 payının Şerif Güleç, 2264 payının …, 880 payının …’na satıldığı, satış bedellerinin 2000 yılında Or-köy Baş Mühendisliğine ödendiği, … Batı Akdeniz Bölge Müdürlüğü Or-köy Baş Mühendisliği 2/B Satış Komisyonu Başkanlığı bu payların satın alanlar adına tescili için yazı yazmışsa da, tescil işleminin yapılmadığı, … köyü 208 sayılı parselin diğer bir kısım payları dava dışı başka kişilere satılmışsa da, parselin paylarının bir kısmının Hazine üzerinde bırakıldığının anlaşıldığı, tapu kaydındaki niteliği nedeniyle köyde çalışan hak sahipleri tespit komisyonu, rayiç bedeli tespit komisyonu ve satış komisyonlarının kararlarının, parselin paylı olarak satılması ve payların bir kısmının Hazine üzerinde bırakılması nedeniyle infaz olanağının bulunmadığı, zira paylı mülkiyette, paydaşların her birinin, taşınmazın tamamını payları oranında kullanmak hakkına sahip olduğuna göre, 2924 sayılı Yasa kapsamında olmayan ve satışa konu olmayan bölümünde, 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satış yapılan kişilerce kendilerine satılan pay oranında taşınmaza malik olması söz konusu olacağından, davanın bu haliyle kabul edilemeyeceği, davacıların ödedikleri satış satın aldıkları paylar karşılığında ödedikleri bedelleri, Hazineden sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alma hakları bulunduğu gibi,
dava nedeni ve mahkeme gerekçesine göre, 29.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 4. maddesi hükmüne göre yapılacak kadastroda kullanıcı oldukları belirtilerek Hazine adına tespit ve tescilinin yapılmasından sonra, ya da mahkemenin bu ret kararının gerekçesi değiştirildiğinden yeniden açılacak bir davada kesin hüküm olmayacağından, … köyü 208 sayılı parselin satış bedelini geri almayan kişiler yönünden yeni bir davanın konusu olabileceğine değinerek onamış, bu kez davacı gerçek kişiler mahkeme kararı ve Yargıtay kararının eksik incelemeye dayandığı yasanın yanlış uygulandığı iddiasıyla, Yargıtay onama kararının kaldırılarak, bozulmasını istemişlerdir.
Yargıtay Onama kararından sonra, 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasanın “Atıflar ve sonuçlandırılamayan işlemler” başlıklı 14. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince “Diğer mevzuatta 2924 sayılı Kanuna ve 4070 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır. 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi olduğu tespit edilenler hakkında yapılan ve tamamlanamayan işlemler, malî yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getiren kişilerin hakları korunarak bu kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca sonuçlandırılır.”. Aynı Yasanın “Davalar” başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, “Bu kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir.” hükümleri uyarınca, davacı gerçek kişinin, 6292 sayılı Yasada öngörülen haklarını kullanabilmesine imkan verilerek, sonucuna göre hüküm kurulması için, Dairenin onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişilerin karar düzeltme istemlerinin KABULÜ ile yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 440. maddesi gereğince Dairenin 07.02.2012 gün ve 2011/9755 – 1272 sayılı ONAMA kararının KALDIRILMASINA, açıklanan aynı nedenlerle Yerel Mahkemesinin 11.04.2011 gün ve 2010/105-157 sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.