Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/7201 E. 2013/1037 K. 11.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7201
KARAR NO : 2013/1037
KARAR TARİHİ : 11.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 27.03.2003 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Beldesinde bulunan iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşamı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece 21.05.2007 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 25795 m2, (B) harfi ile gösterilen 11982 m² ve (C) hafi ile gösterilen 1067 m² ile işaretli taşınmazların davacı adına tapuya tesciline, (D) harfi ile gösterilen 172 m² işaretli taşınmaza ilişkin davanın reddine ilişkin verilen karar, Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle 20. Hukuk Dairesinin 02.02.2010 gün 2009/18761 – 1056 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; […dosyada bulunan orman kadastro harita ve tutanaklarından çekişmeli taşınmazların devlet ormanı olarak sınırlandırıldığı, davacının bu sınırlandırmaya karşı süresinde itiraz yoluna başvurmaması nedeniyle orman kadastrosunun kesinleştiği ve bu durumun mahkemenin de kabulünde olduğu, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde yazılı hak düşürücü sürelerin çoktan geçtiği, kesinleşen orman kadastrosu sınırını değiştirmeye hiç bir merci ve makamın yetkisi bulunmadığı halde, bilirkişilerin “taşınmazların fiilen orman olmadığı, tarım arazisi olduğu, çekişmeli taşınmazların sınırında bulunan bir kısım yerlerin Orman Yönetimince ağaçlandırılarak tel örgü içine alındığı, ancak davaya konu yerin tel örgülü sınırın dışında bırakıldığı” konusundaki hukukî olmayan görüşlerine dayanılarak hüküm kurulduğu, orman kadastrosunun yapılıp kesinleştiği yerlerde bir taşınmazın orman olup olmadığı ve hukukî durumunun kesinleşen orman kadastro harita ve tutanaklarının zemine uygulanması ile belirleneceği, bu olgu dışında taşınmazların fiilî durumundan hareketle ve yoruma dayalı değerlendirmeler yapılarak taşınmazların orman sayılan yer olmadığının kabul edilemeyeceğinden gerçek kişinin davasının tamamen reddine karar verilmesi…] gereğine değinilerek bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairece 24.05.2010 gün 2010/6439 – 6863 sayılı karar ile reddedilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1987 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1957 yılında kesinleşmiş, çekişmeli taşınmazlar bu çalışmada çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 11/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.