Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/6957 E. 2012/13334 K. 26.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6957
KARAR NO : 2012/13334
KARAR TARİHİ : 26.11.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … ve katılan … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 208 ada 2 ve 209 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek yüzölçümü ve malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye mahkemesinde davacı … tarafından Hazine ve … Köyü tüzel kişiliği aleyhine açılmış olan tescil davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece, çekişmeli 208 ada 1 sayılı parselin 34750,85 m² ve 209 ada 1 sayılı parselin ise 3950 m² yüzölçümüyle davacı adına tapuya tesciline, bilirkişi raporlarında (A) = 13250 m² yüzölçümü ile gösterilen yer ile ilgili davanın reddi ile taşınmazın orman sınırları içine alınmasına ilişkin verilen karar, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 04.03.2002 gün ve 2001/10753 – 1662 sayılı kararı ile “…davanın açılmasından sonra yörede ilân edilen orman tahdidinde taşınmazın bir bölümünün orman tahdidi içine alındığından kanunî hasım konumundaki Orman Yönetiminin davaya dahil edilmesi, üç orman mühendisi ve bir harita mühendisi aracılığıyla keşif yapılarak taşınmazın öncesinin eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı ile davacıların dayandığı kaydın revizyon gördüğü tüm parseller ve çevre araziye uygulanmak suretiyle öncesinin ne olarak nitelendirildiğinin belirlenmesi, davacıların dayandığı tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20/C, 21 ve 33/3. maddeleri gereğince yöntemince uygulanıp kapsamının belirlenmesi, dayanak tapunun taşınmaza ait olmadığının belirlenmesi halinde dört yönünün de orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık olacağının düşünülmesi…” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra husumet Orman Yönetimine yaygınlaştırılmış ve çekişmeli 208 ada 2 sayılı parselin 34750 m² ve 209 ada 1 sayılı parselin ise 3950 m² yüzölçümüyle davacı … adına tapuya tesciline, dava konusu 208 ada 1 ve 209 ada 1 parsel sayılı taşınmazların arasında kalan, fen bilirkişi … tarafından düzenlenen 15.11.2010 tarihli rapora ekli krokide (A) = 16560 m² alanın davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 27.01.1998 tarihinde askı ilânı yapılarak eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece dava konusu taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazların konumu ve öncesi eski tarihli orijinal renkli haritalarda ve hava fotoğraflarında gösterilmemiş, davacının dayandığı tapu kaydının kapsamı komşu parsellerin dayanak kayıtları
ile uygulanmak suretiyle belinlenmemiş, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye yeterli rapor alınmamış, sınırındaki orman parselinin genel arazi kadastrosu sırasında tutanağa bağlanıp bağlanmadığı, ada parsel numarası alıp almadığı belirlenmemiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında (A) = 13250 m² olarak belirtilen yerin içinde bulunduğu orman parseline ilişkin kadastro tesbit tutanağı düzenlenip düzenlenmediği sorularak düzenlenmiş ise davalı olduğu nazara alınarak tutanağın aslı dosya arasına alınmalı, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları (Gölbaşı mahallesindeki taşınmazlar dahil), eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekili ve katılan … Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 26/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.