Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/6762 E. 2012/8063 K. 29.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6762
KARAR NO : 2012/8063
KARAR TARİHİ : 29.05.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
… köyünde Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılmasında uyulacak esaslara ilişkin Yönetmeliğin 15. maddesine göre yapılan kadastro çalışmasında 134 ada 38 sayılı parsel (eski parsel numarası 539 eski yüzölçümü 4815 m2 ) tapuda malikleri adına kayıtlıyken 5304 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasanın 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan çalışma sonucu 27. maddeye göre yeni 134 ada 38 parsel adı altında tarla niteliği ile parsel yüzölçümünün 4711.09 m2 olduğu belirtilip parsellerin eski ve yeni yüzölçümleri arasındaki miktar farklılığının kadastro sırasındaki ölçü ve hesaplama yöntemleri ile teknoloji farklılığından kaynaklandığı açıklanarak yeniden düzenlenmiş, Çankırı Kadastro Müdürlüğünün 18.02.2011 gün ve 407 sayılı yazısı gereğince Başeğmez köyünde 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesi gereğince yenileme çalışmalarına ilişkin ilan cetveli, 21/02/2011-22/03/2011 tarihleri arasında askıya çıkarılarak ilan edilmiştir. Davacı … Yönetimi, dava konusu 134 ada 38 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olduğunu taşınmazların orman vasfında olduğunun tespiti ile bu şekilde tesciline karar verilmesini talep ederek dava açmıştır. Mahkemece,davanın 2859 sayılı Kanun gereğince pafta yenileme çalışmalarına karşı açıldığı, yenilemenin sadece teknik çalışmaları kapsayacağı, tapu siciline geçmiş yada geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı gerekçesi ile davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesi gereğince yapılan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde gerekli düzeltmelerin Yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
Mahkemece, 3402 sayılı Yasanın 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine göre, ancak teknik çalışmalar yapılabileceği, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı gerekçeleriyle, keşif ve inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmişse de; 5304 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince “Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” Aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da, “İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeleri ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz”. Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Yasanın 25. maddesinde, zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Yasanın 27. maddesinde düzenlenmiştir. Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 35. maddesinde de ”Uygulamalara karşı askı ilân süresi içerisinde kadastro mahkemesinde dava açmak suretiyle itiraz edilebilir” hükmü yer almaktadır. 3402 sayılı Yasanın 22/2-a gereğince yapılan tespitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez. Bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tespitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.
Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda görevli değildir. Somut olayda, Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle orman vasfında olduğunu, çekişmeli parselin tespitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.
Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesiyle, 07.02.2011 gün ve 243 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıklar giderilerek hüküm kurulmalı, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın orman vasfında olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, mülkiyete ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 29/05/2012 günü oybirliği ile karar verildi.