Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/6613 E. 2012/8054 K. 28.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6613
KARAR NO : 2012/8054
KARAR TARİHİ : 28.05.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava konusu …. köyü, 101 ada 29 parsel sayılı 3764349.16 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir. Davacılar, kendilerine ait taşınmazlarının 37643 m2 kısmının 29 nolu orman parseli içinde kaldığını ve 1971 yılından beri fiilen kullanıldıklarını ve adlarına tapu kaydının bulunduğunu iddia ederek dava açmışlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece; davacı tarafın dayandığı tapu kaydının, fen bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmaza uyduğu, yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre, taşınmazın öncesinde bayi …’a ait iken, 1971 yılında haricen satış yolu ile davacılara geçtiği ve o tarihten beri tarım arazisi olarak zilyetlik ve tasarruflarında olduğu, ziraat bilirkişi raporuna göre, taşınmazın 3. sınıf tarım arazisi; resmî belgeler uygulayarak orman incelemesi yapan orman bilirkişi raporuna göre de orman sayılmayan yerlerden olduğu mahkemenin kabulündedir. Ancak, taşınmaza uyduğu kabul edilen 02.09.1971 tarih 1 numaralı ve geldisi Kasım 1949 tarih 1 numaralı tapu kaydının, dava edilen taşınmaza komşu 102 ada 28 parsele uygulandığı ve yüzölçümünün 11.406,79 m2 olduğu, bu nedenle tapu kaydına itibar edilmeyerek çekişmeli taşınmaz bölümünün 6831 sayılı Yasanın 17/2 maddesine göre orman içi açıklığı konumunda olduğu kabul edilmek suretiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulmuş ise de, dayanılan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilmediği gibi, revizyon gördüğü parseller de sorulmamış; ayrıca, mahkemece yeterli tapu kaydı uygulaması yapılarak kapsamı belirlenmemiştir. Yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, davacıların dayanağı tapu kayıtları, ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmeli, revizyon gördüğü parseller varsa bu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak örnekleri, davalı ise, dava dosyaları ile dava konusu 29 nolu orman parselinin davaya konu bölümünün yakın komşularını bir arada gösterir kadastro paftası örneği getirtilmeli, bundan sonra fen bilirkişi aracılığı ile yeniden yapılacak keşifte; tapu kayıtları, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile zemine uygulanmalı,tapu, kaydının miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli, fen bilirkişiye tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamını gösterir irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, davacılar adına tesbit ve tapuya tescil edilen 101 ada 28 sayılı parselin bu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı uygulamada kesin olarak belirlenmeli, böylesi yapılacak araştırma ve uygulama sonucu taşınmazın tapu kaydı kapsamında bulunan bölümleri var ise, bu bölümlerinin 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğunun kabul edilemeyeceği gözetilmeli, tapu kaydının uymadığının anlaşılması halinde, şimdi olduğu gibi 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde olduğu ve bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel kişiler adına tapuya tescil edilemeyeceği kabul edilerek davanın reddine, tesbit gibi tesciline karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 28/05/2012 günü oybirliği ile karar verildi.