YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6156
KARAR NO : 2012/9046
KARAR TARİHİ : 14.06.2012
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine, … (Orman ve Su İşleri Bakanlığı), Kadastro Müdürlüğü vekili … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılardan …, 181 ada 11 sayılı taşınmazın adına tapuya tescili istemiyle Kadastro Mahkemesinde 2006/153 esas sayılı davayı açmıştır.
Davacı … Yönetimi; Karahallı köyünde 185 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 2/B madde çalışmaları bitirilmeden ve askı ilânı yapılmadan 2006 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları sırasında orman tahdidi içinde olan 244 adet taşınmazın Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığını ve askı ilanlarının yapıldığını, orman rejimi dışına çıkarma görev ve yetkisinin orman kadastro komisyonlarına ait olduğunu ileri sürerek askıya çıkarma işlemlerinin iptali istemiyle kadastro müdürlüğünü taraf göstererek dava açmıştır. Mahkemece davaya bakma görevinin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.07.2008 gün ve 2008/7328-9740 sayılı bozma kararında özetle “Davanın 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğinde olduğu, 6831 sayılı Yasanın 11. maddesine göre davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu, mahkemece … (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile tespit tutanaklarında isimleri yazılı hak sahipleri davaya dahil edilip husumet yaygınlaştırıldıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmayarak direnme kararı verilmiş; Orman Yönetiminin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2009 gün 2009/20-148 Esas-232 Karar sayılı ilamıyla Daire kararında belirtildiği şekilde bozulmuştur. Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına uyulmuş, 181 ada 11, 75 ve 111 ada 12 sayılı taşınmazlara ilişkin davalar ayrılarak 2009/35 esasa kaydedilip … tarafından açılan dava ile birleştirilerek … (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile kadastro tespit tutanaklarında isimleri yazılı hak sahipleri davaya dahil edildikten sonra çekişmeli taşınmazların orman tahdidi içinde iken, Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldıkları, doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybına uğramadıkları, insan eliyle zorla ormanın tahribi ile nitelik kaybının oluştuğu, el çekme halinde eski hale dönebilecekleri, taşınmazların 2/B madde koşullarını taşımadıkları, kadastro müdürlüğününde pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle …’in 181 ada 11 sayılı taşınmaza yönelik davasının reddine, Orman Yönetiminin kadastro müdürlüğü aleyhine açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı … davalı …, Hazine, … (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından tüm taşınmazlar yönünden temyiz edilmiştir.
2012/6156 – 2012/9046
Dava, 2/B madde uygulamasına ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 09.06.1969 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Yasa uygulamalarına esas olmak üzere yapılıp kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından hava fotoğrafı ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların 31.12.1981 tarihinden önce doğal yoldan bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmedikleri, beşerî ve insanî faaliyetler yoluyla nitelik kaybettirildikleri ve 2/B madde koşullarını taşımayan yerlerden oldukları anlaşıldığına, kadastro mahkemelerinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi yerine 3402 sayılı Yasanın 31/3. maddesi uyarınca vekalet ücreti takdir edileceğine, mahkemece de 3402 sayılı Yasanın 31/3. maddesi gözetilerek vekalet ücreti takdir edildiğine ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince …’den onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 14/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.