Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/5920 E. 2012/8578 K. 06.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5920
KARAR NO : 2012/8578
KARAR TARİHİ : 06.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı 12.03.2007 tarihli dava dilekçesinde … (…) köyünde kendi zilyetliğinde bulunan taşınmazların 2003 yılında yapılan arazi kadastrosunda 102 ada 4 parsel (37.107 m2) içinde tarla niteliğiyle, 101 ada 110 parsel (2305038 m2) içinde orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescil edildiğini ileri sürerek, bu bölümlere ait tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 102 ada 4 parselde (A) ile işaretli (2200 m2) taşınmazın 1/2 hissesinin ve 101 ada 110 parselin (A) işaretli (1317 m2) taşınmazın tamamının davacı adına tapuya tesciline, Alıcık köyü çalışma alanında kalan (B) işaretli (5540 m2) taşınmaz hakkındaki davanın orman sayılan yer olması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesine göre açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 2003 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 101 ada 110 parsel numaralı orman parseli içinde kalan, fen bilirkişi raporunda (A) işaretli 1317 m2 taşınmaz ile 102 ada 4 parsel içinde (A) işaretli 2200 m2 taşınmazın, orman sayılmayan yerlerden olduğu ve Şükrü ve … adına kayıtlı asliye hukuk mahkemesinin 1970/48-95 sayılı Hazinenin taraf olduğu, tescil kararı ile oluşan Aralık 1971 tarih 39 numaralı tapu kapsamında ve asliye hukuk mahkemesinin 2003/20-2005/7 sayılı Hazine ve Orman Yönetiminin taraf olduğu tescil kararı ile oluşan Mart 2006 tarih 5 numaralı tapu kapsamında kaldığı belirlenerek davacı adına tesciline, 101 ada 110 parsel içinde kalan ve yine Aralık 1971 tarih 39 numaralı tapu kapsamında olduğu iddia edilen (B) işaretli 5540 m2 taşınmazın ise, orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; keşif sırasında davacıların tutunduğu tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve tescil krokileri ile birlikte getirtilip uygulanmamış, taşınmazlara uyup uymadığı, tescil krokileri kapsamında olup olmadığı, hangi taşınmazın hangi tapu kapsamında olduğu, tapuların kadastro sırasında herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediği belirlenmemiştir. Bunun yanısıra, uzman bilirkişi tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan rapora ekli memleket haritası, kadastro paftası üzerine aplike edilmediği ve taşınmazların tümünü birarada gösteren bir uygulama yapılmadığı için taşınmazların birbirine göre ve geniş orman parseli içindeki konumları anlaşılamamıştır. Dairenin geri çevirme kararları üzerine dosyaya getirtilen ek raporlarda da bu kez keşifte uygulandığı bildirilen 1952 tarihli memleket haritası üzerinde değil, 1968 tarihli memleket haritası üzerinde uygulama yapıldığından hükme esas alınan rapor denetlenememiş, ek raporda tescil krokilerinin de uygulanamadığı bildirilmiştir.
2012/5920 – 8578
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, komşu parsellere uygulanan kayıtlar varsa getirtilmeli, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri araştırılmalı, dayanılan tapu kayıtları ve tescil krokileri ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile mahalline uygulanmalı, kapsamı 3402 sayılı Yasanın 20/A maddesine göre belirlenmeli, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli, her bir tapu sınırının ayrı ayrı renkli kalemle gösterildiği kroki tanzim ettirilmeli, tapu kayıtları taşınmazlara uymuyorsa orman içi açıklık olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışılmalı, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de, Aralık 1971 tarih 39 numaralı tapu kapsamında olduğu kabul edilen 102 ada 4 parsel içindeki (A) işaretli 2200 m2 taşınmazın davacı hissesine düşen 1/2 payı yönünden karar verilip, kalan pay bakımından bir karar verilmemiş olması nedeniyle sicil ayakta olup, bu durum infazda tereddüte yol açacağından, tapunun geri kalan 1/2 hissesi maliki olan Şükrü Kardaş’ın dava açması sağlanıp, açıldığı takdirde davalar birleştirilerek, tüm paydaşlar yönünden karar verilmesi gerekirken, sadece davacıya ait 1/2 hisse yönünden karar verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ile davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 06/06/2012 günü oybirliği ile karar verildi.