YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5878
KARAR NO : 2012/8595
KARAR TARİHİ : 06.06.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve müdahiller vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 02.04.2004 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … köyü … mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemişlerdir. Müdahiller de davacılarla aynı kök muristen gelen miras payları olduğunu bildirmişlerdir. Mahkemece, taşınmazın bir bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu, bir bölümünün de 122 ada 60 sayılı parselde kaldığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 11/06/1983 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1953 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşen orman kadastrosu ile eski tarihli resmi belgelere dayalı olarak yapılması gereken inceleme ve araştırma yetersiz ise de, Tarım Bakanlığının tüm valilik ve kaymakamlıklara gönderilen 8/5/1963 gün ve 1329/1 sayılı yazıda ( 3573 ve 6777 sayılı Yasalar gereğince (1961 tarihli) Anayasanın 37 ve 131. maddeleri karşısında devlet ormanlarından yabani zeytinlik, menengiçlik, harnupluk sahalarının ayrılamayacağının bildirildiği, her yasanın yürürlüğü döneminde ilgili bulunduğu uyuşmazlıklarda uygulanmasının vazgeçilmez bir kural olduğu,(H.G.K.’nun 9/3/1988 gün 1987/2-860-232 ve 23/11/1988 gün 1988/1-825-964 ve 13/10/2004 gün 2004/10-528-533 ve 8/11/2006 gün 2006/14-701-698 sayılı kararları), Devlet ormanlarından zeytinlik tespit ve tefrikinin, ormanların özel mülke konu olamayacağı ve daraltılamayacağı hakkındaki, Anayasanın 37 ve 131. maddesine aykırı olduğu, 11/06/1958 gün 1958/8-7 sayılı İ.B.K. ile (Deliceliklerin para ve emek harcanarak zeytinlik durumuna getirilmesinin imar ve ihya sayılacağı kabul edilmiş ise de bu içtihatta orman olmayan taşınmazların sözkonusu olduğu, 1970, 1974, 1984, 1986 ve 2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliklerinin tümünde “ 3573 sayılı Yasa ile bu yasayı değiştiren 6777 sayılı Yasaya göre Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş, zeytinlik, sakızlık ve harnupluk sahalar için tevzi işlemleri yapılmamış ise Devlet Ormanı olarak sınırlandırılır.” hükümlerinin mevcut olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20 – 157 Esas – 2008/194 karar sayılı
2012/5878 -8595
kararında da belirtildiği üzere delicelik ve yabani zeytinlerin aslının orman ağacı olduğu, ancak 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa “ hükümlerine göre yetkili makamlarca zeytincilik parseli olarak tahsis edilmesi, daha sonra da imar-ihya koşullarının oluştuğu belirlenerek temlik kararı verilmesi ya da verilen bu temlik kararı uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman sayılmayacağına,(H.G.K. 2008/20-157-194) taşınmazın kısmen zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanmaya elverişli olmayan makilik niteliğinde olduğu gibi, fen bilirkişisinin krokisinde gösterildiği gibi bir bölümünün de 122 ada 60 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, 122 ada 60 parselin bulunduğu yerde Nevzat Isparta tarafından açılan tescil davasının reddine ilişkin olarak mahkemenin 2005/66 sayılı dosyasında verilen kararın da Dairece 16.03.2010 gün ve 2010/1076 sayılı kararla, aynı nedenlerle onandığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 06/06/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.