YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5603
KARAR NO : 2012/8934
KARAR TARİHİ : 13.06.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21.01.2010 gün ve 2009/17986 – 2010/392 sayılı kararı özetle; [Davacı … Yönetimi, 19.11.2008 tarihli dilekçesiyle Yalova Çınarcık ilçesi, Hasanbaba mevkiinde bulunan 1513 sayılı parselin kısmen, 1514 sayılı parselin ise tamamen, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki devlet ormanı olduğunu, devlet ormanlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptalini ve taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini, davaların el atmalarının önlenmesini istemiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazların 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde Hasanbaba Devlet Ormanı sınırları içinde bırakıldığı ancak, 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ile 1513 sayılı parselin bilirkişi krokisinde (B) bölümü ve 1514 sayılı parselin (D) ile gösterilen bölümünün Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılması nedeniyle Orman Yönetiminin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile 1513 sayılı parselin (A) ile gösterilen 426 m2 yüzölçümündeki bölümü ile, 1514 sayılı parselin (C) ile gösterilen 9045,27 m2 bölümünün tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalıların bu bölümlere el atmaların önlenmesine, çekişmeli 1513 sayılı parselin (B) ile gösterilen 1514 sayılı parselin ise (D) ile gösterilen bölümlerinin aynen tapu malikleri üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından çekişmeli 1513 sayılı parselin (B) ve 1514 sayılı parselin (D) bölümlerine, davalı gerçek kişi tarafından da çekişmeli 1513 sayılı parselin (A) ve 1514 sayılı parselin (C) bölümlerine ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
1) İncelenen dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazların 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda Hasanbaba Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı ve kesinleşen orman kadastrosunun aynı Yasanın 13. maddesi gereğince Hazine adına tescil edildiği, 1950 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayırma işlemi yapılmışsa da “Yer yer erozyonun da mevcut olduğu sahada; yayılmış vaziyette meşe, kayın, kestane, ıhlamur ağaçlarının görüldüğü, yaşlarının 20 – 40 olduğu, meyilin % 30 – 50 arasında bulunduğu, muhafaza karakteri taşıdığı için 6831 sayılı Yasanın 1/j maddesi şumulüne girmediğinden evvelce maki olarak tefrik edilip, iki parça 388 hektar sahanın orman olarak mütalâa edilmesi gerektiği konusundaki rapor üzerine 28.12.1962 tarihinde iptal edildiği, toprak tevzi komisyonunca dağıtım yapılmadığı, taşınmazların kesinleşen orman sınırı içinde kalmaya devam ettiği, bu nedenle, 23.08.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması sonucu orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle bir bölümünün P.LIV nolu poligon numarası verilerek Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, taşınmazların eğiminin % 30 – 50 olduğu, 1513 sayılı parselin
2012/5603- 8934
üzerinde seyrek meşe ağaçları bulunduğu, 1514 sayılı parselin ise tamamen orman ağaçları ile kaplı olduğu, bu güne kadar hiçbir tarımsal faaliyetin yapılmadığı ve koruma makisi olduğu anlaşılmaktadır.
Makiye ayrılan yerlerde Y.İ.B.B.K.’nın 22.03.1996 gün 5-11 kararı ile yine H.G.K.’nun Y.K.D’nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararı ile özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kayıtları dışında başka tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği kabul edilmiştir. Taşınmazın eğiminin % 30 olduğu, üzerinde halen maki bitki örtüsü bulunduğu, bu haliyle orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığı görülmektedir. 5653 sayılı Yasa ile değişik 3116 sayılı Yasanın 1/son ve 43. maddesi gereğince orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan makiliklerin muhafaza ormanı olması nedeniyle, 1. Hukuk Dairesinin 19.09.2001 gün ve 8253/9337; 14.10.1999 gün ve 7693/9956; 27.03.2003 gün ve 2666/2623 sayılı kararları ve konu ile ilgili 20. Hukuk Dairesi kararlarında kabul edildiği gibi orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan makilikler “muhafaza ormanı” sayıldığından, makiye ayrılamaz ve toprak tevzi yoluyla dağıtılamaz, dağıtılmış olsa bile, yolsuz olarak oluşturulan böyle bir tapuya yukarıda anılan İçtihadı Birleştirme Kararına rağmen değer verilemez. Orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makiliği alanlarında 28.03.1996 gün ve 1993/5-1996/1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmamaktadır. Maki komisyonlarının yaptığı işlem, orman sınırı dışına çıkarma işlemi değil “makilik yer olduğunu belirleme” işlemidir ve orman idaresinin iç işlemidir. 5653 sayılı Yasada ve bu Yasa uyarınca çıkartılan yönetmelikte maki komisyonlarına “Orman sınırı dışına çıkartma” yetkisi verilmemiştir. Aslı orman olan bir yerde, yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak yapılan makiye ayırma işlemi yok hükmünde olduğu gibi, Orman Yönetimi tarafından her zaman iptal edilebilir. Nitekim somut olayda olduğu gibi, 1962 yılında iptal edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazlar, 1945 yılında yapılan ve Hazine adına tescil edilen orman kadastrosu sınırları içinde ve fiilen orman olduğu halde, arazi kadastro ekiplerincce bu durum göz önünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunun yapılıp yolsuz olarak sicil oluşturulduğu, ancak, 766 sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastro olması nedeniyle yolsuz (T.M.Y’nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olduğu, malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 – İsviçre M.Y. 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalılara hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gözetilerek çekişmeli 1513 sayılı parselin (A) ile gösterilen 426 m2 ve 1514 sayılı parselin (C) ile gösterilen 9045,27 m2 bölümüne ilişkin davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacı … Yönetiminin, çekişmeli Çınarcık ilçesi, 1513 sayılı parselin bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 10984 m2 ve 1514 sayılı parselin (D) ile gösterilen 3854,73 m2 bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli parsellerin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken, yine kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, eylemli orman olduğu saptanmıştır. Mahkemece, taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde ise de, nitelik kaybı nedeniyle orman sınırı dışına çıkartıldığı, bu nedenle Orman Yönetiminin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, 05.11.2003 gün ve 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 11/5 maddesi hükmüne göre “….. orman sınırları dışına çıkarılan, ancak fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerler, talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilir. Tahsisi yapılan bu yerler, Hazine adına orman niteliği ile tescil edilir.” Bu yasal düzenleme ve 3224 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasa ve hükümleri gözönünde bulundurulduğunda, 2/B madde uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartılan alanların Hazine adına tescil edilmesinde Orman Genel Müdürlüğünün yararı, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek, davanın
2012/5603- 8934
Hazineye yaygınlaştırılması için davacı yönetime olanak verilmesi ve bu bölümlerle ilgili davanın esası hakkında da karar verilmesi gerekirken, bu bölümlere ilişkin davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 1513 parselin (B) ve 1514 parselin (D) bölümlerinin 2/B madde uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; orman savına ve 2/B uygulamasına dayalı tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1982 yılında yapılıp ilan edilen ancak itirazlar incelenmediği için kesinleşmeyen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1988 yılında başlanıp 1990 yılında tamamlanıp, 22.02.1991 ilâ 29.08.1991 tarihleri arasında ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşmiş olan aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Yörede 1957 yılında yapılan genel kadastroda, 1513 ve 1514 parsel sayılı sırasıyla 11400 m2 ve 12900 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesiz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Hüseyin oğlu Kazım Sakallı adına tesbitleri itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiş, 15.07.2008 tarihinde davalılara intikal etmiştir.
6831 sayılı Orman Yasasının 1744 sayılı Yasa ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasa ”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Yasayla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Yasa ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasa yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Yasanın bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi, eylemli orman niteliğindeki taşınmazların iade edilmeyeceği gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Orman Yönetimi ve Hazinenin 1513 parselin (B) bölümü ile 1514 parselin (D) bölümüne ilişkin olarak BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 13.06.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.