Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/5098 E. 2012/7368 K. 15.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5098
KARAR NO : 2012/7368
KARAR TARİHİ : 15.05.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman sınırlandırmasına itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

….. ilçesi, … mahallesi 205 ada 1 parsel sayılı 18903299,41 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 5304 sayılı Yasayla değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında orman vasfı ile Hazine adına tesbit edilmiş ve tutanak 13/05/2010-14/06/2010 tarihleri arasında kısmi ilana çıkarılmıştır. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Herzane mevkindeki taşınmazının orman sınırları içinde bırakıldığını, bu taşınmazın ormanla ilgisinin bulunmadığını, tesbitin iptali ile adına tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen bölümün orman tahdit haritasında orman alanı kapsamından çıkarılarak davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman sınırlandırılmasına itiraz ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılıp 13/05/2010-14/06/2010 tarihleri arasında kısmi ilana çıkarılmıştır.
Mahkemece, (A) işaretli bölüme ilişkin olarak orman sayılamayan yerlerden olduğu ve davacı yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2010/5 esas, 2010/7 esas sayılı dosyaları arasında aynı taşınmaza ilişkin dava açılması nedeniyle bağlantı bulunduğu düşünülmemiş, çekişmeli taşınmazın (A) bölümünün gerçek eğimi belirlenmemiş, Orman Yönetiminden istenen harita ile hükme esas alınan orman bilirkişisinin raporu ekindeki harita arasında renklendirme farkı bulunduğu gözetilmemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı yasada gösterilmiştir.Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin açılan davalar arasında bağlantı bulunduğu gözönüne alınarak açılan davalar birleştirildikten sonra çekişmeli taşınmazların öncesinin orman niteliğinin ve hukuki durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için belediyede bulunan halihazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topoğrafya haritaları bulundukları yerden getirtilmeli, dava konusu yere en yakın kadastro parsellerine ait kadastro tesbit tutanakları ve varsa dayanakları ilgili yerlerden getirtilmeli, yöreye ait bulunabilecek en eski memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafı ile, 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden keşif yapılarak memleket haritası, hava fotoğrafı, amenajman planı, münhanili harita ve topoğrafya haritası çekişmeli taşınmaza ve çevresine uygulanarak haritalardaki konumu saptanıp, taşınmazın eğimi duraksamaya yer vermeyecek biçimde hesaplatılmalı, anılan belgeler, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz istek halinde iadesine 15/05/2012 günü oybirliği ile karar verildi.