Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/4925 E. 2012/5783 K. 16.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4925
KARAR NO : 2012/5783
KARAR TARİHİ : 16.04.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/06/2007 tarih ve 2007/4433 – 8173 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece bozma ilamına uyulmakla birlikte bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın batısında ve kuzeyinde dere bulunduğu ve dosya içinde bulunan renksiz tahdit haritası sureti üzerinde çekişmeli taşınmazın işaretlendiği yerde üç tane derenin taşınmazın içinden geçtiği anlaşıldığı halde mahkemece jeolog bilirkişiden rapor alınmamış, taşınmazın dere yatağı olup olmadığı belirlenmemiştir. Bundan ayrı 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşulları (katılan davalı yönünden senetsiz belgesiz araştırması, 40/100 dönüm limitin aşılıp aşılmadığı, sulu kuru arazi olup olmadığı vb) yeterince araştırılmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece; dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1980’li yıllara ait hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, jeoloğ, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte yeniden yapılacak keşifte, hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri bu belgelerle denetlenerek fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, taşınmazın dere yatağı olup olmadığı , dereden kazanılıp kazanılmadığı yönünde jeoloğ bilirkişiden rapor alınmalı , kadastro tesbit tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, … ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan
sonra, davanın reddine ve dava konusu Fevziye köyü 122 ada 2 parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1744 sayılı Yasaya göre 13/09/1979 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 16/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.