Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/3880 E. 2012/8412 K. 04.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3880
KARAR NO : 2012/8412
KARAR TARİHİ : 04.06.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 07.12.2009 tarih ve 2009/15843 E., 2009/18065 K. sayılı bozma kararında özetle; “Usule aykırı biçimde kurulan ara kararlar sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderinin yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir, ayrıca çekişmeli 303 ada 6 nolu parselin 6831 sayılı Yasanın 17. maddesi anlamında orman içi açıklık olup olmadığının da araştırılarak, oluşacak sonuca göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının yasal dayanaktan yoksun biçimde oluşturulduğu, taşınmazlarda davalı lehine kazanddırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluştuğu, davalının tutunduğu 04.09.1967 tarih ve 4 sıra nolu tapu kaydının taşınmaza uyduğu gerekçesiyle, davanın reddine ve 303 ada 6 nolu 1223,26 m2 yüzölçümlü taşınmazın tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 11.09.1998 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, davalının tutunduğu 04.09.1967 tarih ve 4 sıra nolu tapu kaydının, çekişmeli taşınmaza uyduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; taşınmazın memleket haritası ve kadastro paftasındaki konumuna, ayrıca; daha önce aynı ada 8 parselle ilgili Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/14053 – 15072 sayılı ilamına göre 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklığı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür yerler, zilyetlik yolu ile kazanılması mümkün değildir. Bu nedenle, davalının dayandığı tapu kaydının taşınmazı kapsadığının belirlenmesi gerekir. Oysa, mahallinde yapılan keşifte davalının tutunduğu tapu kaydının ait olduğu köy ve mevkinin, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köy ve mevki isimleri ile aynı olmadığı halde, bu hususun yerel bilirkişilere sorularak nedeni araştırılmamış, tapu kaydının hudutları somut ve denetime elverişli biçimde yerleri gösterilip belirlenmemiş, fen bilirkişi ve tutunulan tapu kaydının kapsamını belirtir keşfi izlemeye elverişli kroki de düzenlettirilmemiş, yerel bilirkişilerin tapu kaydının taşınmazı kapsamaktadır şeklinde soyut ifadeleri ile yetinilmiştir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davalının tutunduğu tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları ile komşu taşınmazlara ait tutanak örnekleri ile varsa dayanak belgeleri getirtildikten sonra, yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle 3402 sayılı Yasanın 20/C, 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümü ile geçerli kapsamı belirlenmeli, fen bilirkişiye kaydın kapsamını belirtir keşfi izlemeye imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tapu kaydının taşınmazı kapsaması halinde davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmelidir.
2012/3880-8412
Yukarıda açıklanan yönteme göre yapılacak araştırma sonunda, dava konusu taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalmadığı tespit edildiği takdirde, 302 ve 303 sayılı adalar bir bütün halinde 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde oldukları, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse, 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no’lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesine göre orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince devlet ormanı olarak sınırlandırılması gerektiği için zilyetlik yolu ile kazanılamayacakları ve özel mülk olarak tescil edilemeyeceklerinden davanın kabulü yönünde hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.