Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/3159 E. 2012/9572 K. 25.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3159
KARAR NO : 2012/9572
KARAR TARİHİ : 25.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı …, … köyünde bulunan sınırlarını belirttiği yaklaşık 5 dönüm taşınmazın, 06.12.1974 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydı ile adına kayıtlı olduğunu, yörede yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde kaldığını iddia ederek, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının tutunduğu tapu kaydının kadastro sırasında adına tespit edilen Fatih Köyü Elmapınar mevkiinde bulunan 152 ada 1 nolu taşınmazı da kapsadığı, davacı adına 28.476,02 m2 olarak tapuya tescil edildiği, tapu kaydı miktarının 22975 m2 olduğu, davacının iddia ettiği gibi uygulanmayan tapu bölümünün bulunmadığı, şu halde davacının davasının esas olarak tapuya dayanmadığı, yörede yapılan orman kadastrosunun 22.03.2007 tarihinde kesinleştiği, davacının 6 aylık hak düşürücü süre içinde dava açmadığı, süresinden sonra açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; tapuya dayalı olarak 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza, tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Yasa gereğince yapılıp, 21.09.2006 tarihinde ilân edilerek 22.03.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, davacı gerçek kişinin esas olarak tapuya dayanmadığı kabul edilerek, davacının 6 aylık hak düşürücü süre içinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlı olup, tapu maliki Hazineye husumet yöneltilmediği gibi, Hazine davayada dahil edilmemiştir. Davacının tutunduğu 06.12.1974 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydının kadastro sırasında tedavül görüp görmediği araştırılmamıştır. Tapunun hudutları, yerel bilirkişiler yardımıyla belirlenerek kapsamı tayin edilmemiş, fen bilirkişiden, krokisinde tapunun tüm hudutlarını gösterir, keşfi izlemeye olanak veren rapor alınmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde; mahkemece, tapu maliki Hazine davaya dahil edilerek, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, davacının dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve varsa krokileri, dayanak tapu kaydı revizyon görmüş ise, revizyon gördüğü parselleri bir arada gösterir birleşik kroki ile tespit tutanakları, revizyon görmemiş ise, işleme tâbi tutulmayan belgelerden kabul edilip edilmediği belirlenmeli, revizyon görmüş ise, tapu malikleri ile davalı arasında akdî veya ırsî ilişki kurulmalı, varsa revizyon gördüğü parselleri dıştan çevreleyen komşu parsel tutanak ve dayanakları getirtilmeli, tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada varsa kaydın revizyon gördüğü dava dışı
2012/3159 – 9572
taşınmazlar özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınırlar yönünden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, keşifte tapu kaydının sabit sınır oluşturan sınırlarından başlayarak yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasanın 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı fen bilirkişi tarafından belirlenerek, kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp, kalmadığı duraksamasız belirlenmelidir.
Tutunulan tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyması halinde, tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı yasalar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 25/6/2012 günü oybirliği ile karar verildi.