Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/3114 E. 2012/5474 K. 09.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3114
KARAR NO : 2012/5474
KARAR TARİHİ : 09.04.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 15.11.2011 gün ve 2011/8645-12720 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı-davalı … tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 155 ada 99 parsel sayılı 12064, 17 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 28.07.1981 tarih 9 sayılı tapu kaydı ile … adına, 155 ada 98 sayılı persil hali arazi niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, 99 sayılı parselin tesbitine dayanak alınan tapu kaydının eksik uygulandığını belirterek 98 parselin 4936 m²’lik bölümünün kadastro tesbitine, Hazine ise devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla 99 parselin kadastro tesbite itiraz ederek dava açmışlardır. Mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının reddi ile 98 sayılı parselin tesbit gibi tesciline, Hazinenin davasının kabulü ile 99 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, davacı – davalı gerçek kişinin temyizi üzerine Dairece 15.11.2011 gün ve 2011/8645-12720 sayılı kararı ile “…Dosya arasında bulunan orman kadastro tutanak ve haritalarının incelenmesinden yörede ilk orman kadastrosunun yöreye ait hava fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu yöntemle yapılan orman kadastrosunda orman tahdit nokta ve hatları hava fotoğraflarına işlenmekte ve detay tarıfleri günlük olarak düzenlenen tutanaklara yazılmaktadır. Arazi çalışmaları bitirildikten sonra hava fotoğrafları stereomikrometre – SGM4 aletiyle değerlendirilip orman sınır nokta ve hatları 1/10000 ölçekli haritalar üzerine aktarılarak orman tahdit haritaları oluşturulmaktadır. Bir yörede orman kadastrosu hangi yöntemle yapılmışsa mahkemece uyuşmazlığın çözümünde de o yöntem uygulanmalıdır. Bu sınırın belirlenmesinde en doğru yol gösterici ise yine o tarihteki hava fotoğrafına yansıyan orman ve tarım alanlarının görüntüleridir. Ancak, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, tahdit uygulaması yapılırken yukarıda belirtildiği gibi bir uygulama ve inceleme yapılmamıştır. Ayrıca, Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.1980 tarih 1980/70-307 sayılı tescil dosyası getirtilip usulüne uygun şekilde uygulanmamıştır.” gereğine değinilerek bozulmuştur. Bu kez davacı-davalı gerçek kişi, 155 ada 98 sayılı parsele ilişkin davasından feragat ettiğini belirterek 105 ada 99 sayılı parsele ilişkin verilen bozma kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz davasıdır.
Mahkemece, dava konusu 98 sayılı parselin davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalmadığı, 99 sayılı parselin ise kesinleşmiş orman tahdidi sınırları içinde kaldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından 99 parselin davacı-davalı gerçek kişiye babasından intikal ettiği, yine Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/70-307 sayılı karar içeriğine göre de …’dan satış ve teslim suretiyle zilyedliğinin edinildiği belirtilmiştir. Dosya arasında bulunan tahdid tutanaklarından, dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede yapılan orman kadastrosunun 1948 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapıldığı ve tutanakların 13, 135, 136 ve 137. sayfalarında
belirtilen 301 ilâ 341 rasat numaraları arasında kalan taşınmazın 1940 tarihli orman tahdid ve tescil yönetmeliğinin 38. maddesinin 2. bendine göre tahdid harici bırakıldıkları belirtilmekte olup davacı-davalının babası …, mahkeme kararına göre taşınmazın önceki zilyedi … ile …,… adına 37 dönüm olarak tahdid harici bırakılan taşınmazın neresi olduğu, dava konusu 99 nolu parselin bu alan içerisinde bulunup bulunmadıı araştırılmamış, 99 sayılı parselin tesbitine dayanak alınan 1980/70-307 sayılı tescil dosyası dosya arasına getirtilip yapılan keşifte usulünce mahalline uygulanmamış, komşu parsel tutanakları ve dayanakları getirtilerek tapu kaydının denetimi yapılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde, komşu parsel tutanak ve dayanakları, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/70-307 sayılı dava dosyası getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 4 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına göre Orman Kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, bu yöntemle yapılacak uygulama sonucunda tahdid tutanaklarında …, … ve diğerleri adına tescil harici bırakılan taşınmaz belirlenip dava konusu 99 parsel sayılı taşınmazın 1948 yılında tahdid harici bırakılan yerlerden olup olmadığı duraksamasız belirlenmeli, tesbite dayanak oluşturan tapu kaydı, komşu taşınmazların dayanak kayıtları ile birlikte uygulanarak kapsamı belirlenmeli, kesinleşmiş mahkeme kararı eki bilirkişi raporunda krokisi bulunduğundan kapsamının belirlenmesinde kroki gözönüne alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle; davacı-davalı gerçek kişinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin “15.11.2011” gün ve “2011/8645-12720 E.K sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, 17.02.2011 gün ve 2009/25-2011/6 sayılı Yerel Mahkeme kararının yukarıdaki gerekçeyle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 09/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.