Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/3073 E. 2012/10561 K. 25.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3073
KARAR NO : 2012/10561
KARAR TARİHİ : 25.09.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kadastro çalışmalarında, … köyü 107 ada 2 nolu 31697,70 m2 yüzölçümlü parsel Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak, tutanağının beyanlar hanesinde, taşınmazın … kızı … tarafından kullanıldığı, üzerindeki binanın kendisine ait olduğu belirtilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağında soyadının yanlış yazıldığını ve doğrusunun … olduğunu iddia ederek tespitin düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazı 15 yıldır çeltik işinde kullandığını iddia ederek, tespitin iptali ile taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemce davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, çekişmeli taşınmazın, davacı …’ün fiili kullanımında bulunduğu gerekçesiyle, davacı …’un davasının reddine, davacı …’ün davasının kabulüne ve 107 ada 2 nolu taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir.
Kural olarak; kadastro davaları, lehine tespit yapılan ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, tutanağın beyanlar hanesindeki kullanım durumunun düzeltilmesi ve tutanağın beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilen kişi tarafından, beyanlar hanesindeki soyadının düzeltilmesi talebi ile açılan kullanım kadastrosu tespitine itiraz davası niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre, husumetin, tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Ancak; davacılardan …, dava dilekçesinde kadastro müdürlüğünü taraf göstererek, davacı … de yalnızca beyanlar hanesindeki kullanıcı gerçek kişiyi taraf göstererek dava açmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin kadastro müdürlüğü değil, Hazine olduğu belirgin olup; ortada temsilde yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve husumetin tutanakta kullanıcı olarak belirtilen kişi yanında tespit maliki olan Hazineye de yöneltilmesi zorunludur. Davada taraf teşkilinin bulunup bulunmadığı mahkemece resen gözetilmeli ve davanın usulünce Hazineye de yönlendirilmesi için davacı yana olanak sağlanması gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de; kadastro mahkemesinin görevi, dava konusu taşınmaz hakkında doğru sicil oluşturmak olduğu halde, mahkemece bu husus göz ardı edilerek itiraz konusu taşınmaz hakkında, taşınmazın 2/B niteliği ile ilgili sicil oluşturulmamış olması, kadastro tutanağının iptaline ve taşınmazın gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş olması, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerin dinlenmemiş olması da usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı …’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 25/09/2012 günü oybirliği ile karar verildi.