YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2914
KARAR NO : 2012/8896
KARAR TARİHİ : 12.06.2012
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … köyü 106 ada 15 – 16 ve 17 parsel sayılı, 3804,79 m2, 3033,90 m2 ve 4716,27 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı … tarafından Hazine ve Botaş Genel Müdürlüğü aleyhine açılmış olan mülkiyet hakkının tespiti davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Orman Yönetimi, orman iddiasıyla müdahil olmuştur. Mahkemece, davacı …’nın davasının reddine, müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Davacı …’nın Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı mülkiyet hakkının tespiti davası nedeniyle dava konusu 106 ada 15-16 ve 17 parsel sayılı taşınmazların zilyetleri belirlenmiş, ancak 3402 sayılı Yasanın 30/2.maddesi gereğince malikhaneleri açık bırakılarak kadastro tutanakları düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmazlardan 17 sayılı parselin davacı …, 15 sayılı parselin Şaban Akkaya ve 16 sayılı parselin …’nın zilyetliğinde olduğu belirlenmiştir.
Tesbit tutanağı düzenlendikten sonra açılacak davalarda husumetin, tesbit malikine yada kadastro komisyonunca malik sonradan değiştirilmişse onlara yöneltilerek açılması gerektiği usul hukukunun temel ilkesidir. Yargılamanın devamı sırasında yapılan keşifte davaya konu taşınmazda hak sahibi olanların belirlenmesi yada malik hanesi açık bırakılarak düzenlenecek tesbit tutanaklarının mahkemeye gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirilip 3402 Sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tesbit tutanaklarında isimleri geçen, yada keşif sırasında belirlenecek olan hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler davaya katılıp kendilerine duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf oluşturulduktan sonra taraf delilleri ve 3402 sayılı Yasanın 30. maddesi gereğince mahkemece
2012/2914- 8896
lüzum görülen diğer deliller de toplanarak dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi gerekir. Bu nedenle; mahkemece, dava konusu 106 ada 15 ve 16 sayılı parsellerin zilyetleri olan Şaban ve … davaya dahil edilip husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Belirtilen nedenlerle, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığı, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 12/06/2012 günü oybirliği ile karar verildi.