Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/2163 E. 2012/4543 K. 26.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2163
KARAR NO : 2012/4543
KARAR TARİHİ : 26.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1980 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, … köyü 359 parsel sayılı 19300 m² yüzölçümlü taşınmaz, edinme bölümünde 10 yıldan beri … oğlu …’ün işgalinde olduğu belirtilerek kadastro komisyonu sonucu Hazine adına tespit ve tescil edilmiş olup 22.07.2005 tarihinde kısmen 2/B alanında kaldığı tapu sicilinin beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Yine 1995 yılında yapılan ek kadastro sırasında, … köyü 703, 705 ve 707 parsel sayılı sırasıyla 15280 m², 13213 m² ve 10106 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 2/B madde sahasından kaldığından söz edilerek beyanlar hanesine “… oğlu …’ün kullanımındadır” açıklaması yazılarak tarla nitelikleriyle Hazine adına tespit edilmiş ve itirazsız kesinleşerek tapuya kaydedilmişlerdir. Davacı … Yönetimi; dava konusu taşınmazların tahdit içinde iken 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldıkları, ancak eylemli orman oldukları, 4999 sayılı Yasa uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan ancak eylemli orman olan taşınmazların talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edileceği, tahsisi yapılan bu yerlerin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edileceği öngörüldüğü, Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/75 değişik iş sayılı dosyasında 359 parsel sayılı taşınmazın eylemli orman olduğunun tespit edildiği, yine 703 ve 707 parsel sayılı taşınmazların Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edildiği, bu sebeplerle çekişmeli parsellerin tamamının tarla olan niteliklerinin iptal edilerek orman olarak düzeltilmesi, beyanlar hanesindeki 2/B şerhi ile davalı gerçek kişinin zilyet olduğuna yönelik şerhin silinmesi, elatmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın devamı sırasında taşınmazların nitelikleri idari yoldan orman olarak düzeltilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın 1950 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit haritası içinde iken 1991 yılında 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldıkları, dava konusu taşınmazların eylemli orman oldukları ve yargılama sırasında taşınmazların niteliklerinin orman olarak düzeltildiği gerekçesiyle davanın KABULÜNE, nitelik değişikliğine yönelik hüküm kurulmasına yer olmadığına, beyanlar hanesindeki 2/B ve zilyetlik şerhinin kaldırılmasına, davalı gerçek kişinin elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapuda cins değişikliği, beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi ve elatmanın önlenmesi niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1941 yılında yapılıp 1950 yılında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 21.02.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu 359 (yeni 810 ve 811) parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırı dışarısına tarla nitelikleri ile çıkartıldığı, ancak eylemli orman olduğundan 4999 sayılı Yasa ile değiştirilen 6831 sayılı Yasanın 11/5 maddesi gereğince ve talep üzerine Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edildikleri ve niteliklerinin de idari yoldan orman olarak düzeltildiği, orman olarak tescil edilen taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağı anlaşıldığına göre, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi uyarınca “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı gerçek kişi aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 5., 6. ve 7. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine beşinci bent olarak “5-6099 sayılı Yasa ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalı gerçek kişiden onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 26/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.