Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/15330 E. 2013/658 K. 04.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15330
KARAR NO : 2013/658
KARAR TARİHİ : 04.02.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Bu konuda merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen şikayet davası sırasında davacı vekili tarafından 20.09.2012 tarihli dilekçe ile “…satış ilânının iptali ve ikinci satışın tedbiren durdurulması, % 30 teminat karşılığında tedbirin devamına karar verildiği, … T.A.Ş. tarafından teminatın yatırılmadığından tedbirin kaldırılması gerekirken, hâkimin sözlü talimatı ile kaldırılmadığından hâkimin tarafsızlığından şüpheye düşüldüğü…” gerekçesiyle reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Reddedilen Hâkim ….’nin “… davacı tarafça oluşan kuşku sonucu yargılama ve kararlarda tatminsizlik ve güvensizlik uyandırabileceğinden…” talebin kabulü gerektiği yönündeki görüşü üzerine talebi inceleyen merci tarafından, reddi hâkim talebinin ve çekilme kararının H.M.K.’nun 36. madde ve devamı uyarınca kabulüne ilişkin verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ret talebi inceleyen merci tarafından, Hâkim ….tarafından ret talebi üzerine H.M.K.’nun 39. maddesi uyarınca çekilme talebine ilişkin görüş bildirmiş, merci tarafından çekilme ve ret talepleri uygun bulunmasına rağmen somut olayda H.M.K.’nun 36. maddesi uyarınca ret sebebi bulunmamaktadır.
İ.İ.K.’nun 13. maddesi uyarınca icra dairesi, icra mahkemesi hâkiminin daimi gözetimi ve denetimi altındadır. Aynı Kanunun 4. maddesi uyarınca da icra dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra mahkemesi hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır. Bu yasal düzenlemeler neticesinde icra işlemlerine ilişkin olarak icra dairesi müdür ve yardımcıları ile icra hâkimi arasında dosya üzerinde görüş teatisinde bulunabilecekleri, bu husus Kanundan kaynaklanan bir görev niteliğinde bulunduğundan H.M.K. 36. maddesi anlamında reddi hâkim veya çekilme sebebi olarak kabul edilemez. Aksine bir yorum, yargılama yapan tüm hakimlerin kötü niyetli taraflarca reddedilmesini kolaylaştıracağı gibi, bu hakkı kötüye kullanmak isteyenlerin davranışını da korumak anlamına geleceği gibi tabiî hâkim ilkesini de zedeleyecektir. Hiçbir hukuk kuralı, kötü niyetliyi korumaz.
Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa madde 9). Hâkimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hâkimler önüne gelen uyuşmazlıkları, kanunî çerçevesinde çözmek zorundadır. Bu işlemi yaparken hâkim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek
çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Somut olayda, mahkeme hâkimi tarafından davacı tarafça oluşan kuşku sonucu yargılama ve kararlarda tatminsizlik ve güvensizlik uyandırabileceği gerekçesiyle çekilme kararı verilmişse de, maddi bulgu ve delillerle desteklenmeyen soyut iddiaların hâkimlerce duygusallıkla karşılanıp davadan çekilmelerine neden olması, ileride giderilmesi mümkün olmayacak zararlara yol açacağından kabul edilemez. Aksi halde bir yerde görev yapan hâkimlerin, aynı yöntemle davadan çekilmeleri sağlanarak, tabiî hâkim ilkesinin zedelenmesine yol açılacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle, merciin, H.M.K.’nun 36. maddesini yanlış yorumlaması sonucu hâkimin çekilmesini ve reddi hâkim talebini kabul eden kararı bu yönüyle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 04.02.2013 günü oy birliği ile karar verildi.