YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15114
KARAR NO : 2013/3424
KARAR TARİHİ : 28.03.2013
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1975 yılında kesinleşen arazi kadastrosunda dava konusu taşınmaz, 1371 parsel numarası ile sınırlandırılmıştır. Halen davalı adına tapuda kayıtlı bulunan çekişmeli ….. Köyü 1371 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 6831 sayılı Kanun gereğince yapılıp 2009 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile taşınmaz kısmen orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Daha sonra 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılan kısmı için tutanak tutulmayarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Dairesi Başkanlığının 04.08.2009 tarih ve 2009/15 sayılı genelgesi uyarınca, tapusunun beyanlar hanesine “Taşınmazın 1257,10 m2 bölümü Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan sahada kalmaktadır” şeklinde şerh verilmiştir.
Davacı … Yönetimi, davalı … adına kayıtlı dava konusu Kozan Köyü 1371 parsel sayılı taşınmazda 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmasının askı ilânına çıkarıldığını bildirerek, dava konusu taşınmazın Orman Kadastro Komisyon Başkanlığı tarafından yapılan eylemli orman tespit çalışmalarında eylemli orman olduğunun tespit edildiği, taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve eğimi itibariyle eylemli orman olduğu iddiasıyla kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın eylemli orman olan kısmının orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairenin 30/01/2012 tarih ve 2012/834 -555 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiş, dosya görevsizlikle kendisine gelen Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne 1371 parselin 28/05/2012 tarihli orman ve kadastro bilirkişinin raporunda ve krokide (A) harfi ile gösterilen 1757,10 m2’lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B uygulaması birlikte yapılarak 29.12.2008 tarihinde ilân edilip kesinleşmiştir. Temyiz incelemesine konu, 1371 parselin krokide (A) ile gösterilen kısmının, kesinleşen 2/B sınırları içinde kaldığı orman ve fen bilirkişi raporları ile sabit olmuştur. 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması ile öncesi orman olan yerler, Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığından ve 2/B uygulamasının kesinleşmesi ile mülkiyet Hazineye geçtiğinden, bu durumda husumet Hazineye de yöneltilmelidir. Hazine, davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bu parsel hakkında Hazine tarafından açılmış başka bir dava var ise; bu dava ile birleştirilmeli, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesinin “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesinin “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden, davalı aleyhine yargılama giderleri ve avuaktlık ücretine hükmedilmesi ve HMK’nun 333. maddesi uyarınca gider avansından kullanılmayan kısmın yatırana iadesine hükmedilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı … Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 28/03/2013 günü oy birliğiyle karar verildi.