YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15060
KARAR NO : 2012/15088
KARAR TARİHİ : 27.12.2012
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Gürsu Köyü 283 ada 8 parsel sayılı 1127,95 m2 ve 285 ada 1 parsel sayılı 940,29 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazların Hazineye ait olan 20.02.2001 tarih 37 ve 59 sıra da kayıtlı tapu kayıtları kapsamında kaldığı iddiası ile dava açmış, mahkemece verilen kesin mehile rağmen, keşif giderleri yatırılmadığından davanın reddine ile dava konusu parsellerin tesbit gibi davalı adına tesciline dair verilen karar, davacı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.10.2009 tarih 2009/ 13710-15500 sayılı kararıyla “Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (H.U.M.K. m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hâkim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (492 sayılı Harçlar Kanununun m. 34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Yasası ile Tebligat Tüzüğünün gözönünde tutulması zorunludur.
Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada H.U.M.K.’nun m. 414, 163 açısında bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E. 1975/258 K; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20.H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040).
Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
Kadastro mahkemelerinde belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanunuun 29’ncı maddesi kıyas yoluyla, aynı Yasanın 36’ncı maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır. Yukarıda açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek … biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir. Ayrıca; çekişmeli 285 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi anlamında orman içi açıklık olup olmadığının da araştırılarak, oluşacak sonuca göre, hüküm kurulması” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile 285 ada 1 parselin orman vasfı ile Hazine adına, 283 ada 8 parselin tesbit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından 283 ada 8 parsele yönelik olarak ve davalı … tarafından 285 ada 1 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılan ve 22.03.1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Mahkeme hükmü; davalı …’a 13.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle H.U.M.K.’nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 02.11.2012 tarihinde davalı tarafından verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan davalının temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre ve Gürsu Köyünde 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin tescilinin istendiği ve talep sonucunda tahdit dosyasında mevcut orman sayılmayan alanların da 2/B maddesi kapsamında değerlendirilerek zuhulen zabit kaydının Gürsü Köyü için 20.02.2001 tarih 59 sırada kayıtlı tapu kaydı ile Hazine adına 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu belirtilmek sureti ile tescilinin yapıldığı, iş bu zabıt kaydının 2/B maddesi ile ilgisinin bulunmadığı taşınmazın orman sınırları dışında ziraat alanı olarak bırakılan kısımda kaldığı ve Hazinenin dayandığı tapu kaydının yolsuz olarak oluştuğu anlaşıldığından, Hazinenin 283 ada 8 parselle yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, istek halinde peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile 283 ada 8 parsele yönelik hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 27/12/2012 günü oy birliği ile karar verildi.