Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/1506 E. 2012/7377 K. 15.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1506
KARAR NO : 2012/7377
KARAR TARİHİ : 15.05.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … mahallesi, 2401 ada 19 parsel sayılı, 1325,86 m² yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı gerçek kişilerin murisi … Tepe adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın içinde bulunduğu 2400 adanın ve çevresindeki adaların dört tarafının eylemli orman ile çevrili olduğundan bir bütün olarak orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu ve orman içi açıklıkların zilyetlik yolu ile kazanılamayacağı, orman kadastrosunun kesinleşme tarihi ile genel arazi kadastrosu tarihi arasında kazandırıcı zamanaşımı süresinin davalı yararına oluşmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne ve dava konusu … Mahallesi, 2401 ada 19 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm bir kısım davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 20 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 26.12.1989 tarihinde yapılan ve 08.06.1990 – 08.12.1990 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra 13 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 4999 sayılı Yasaya göre yüzölçümü ve fenni hataların düzeltilmesi çalışması 29.01.2010 tarihinde yapılmış ve 02.02.2010 – 02.03.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
Uzman ziraatçı bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın taşlık yapıda olduğu, imar ve ihyasının tamamlanmadığı ifade edilmiştir. Ayrıca, dosya arasında bulunan taşınmaza ait fotoğraflar ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de uzman bilirkişi tarafından ifade edilen bulguları doğrulamaktadır. İmar ve ihyaya muhtaç yerlerden olan çekişmeli taşınmaz, ancak Kadastro Kanununun 17. maddesinde belirtilen koşullar altında imar – ihya edilmiş olması ve bu olgunun tamamlanması tarihinden itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması halinde kazanılması mümkün olabilir. Ne var ki, yukarıda vurgulandığı gibi, dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı gerçek kişiler yararına, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14 ve 17. maddesinde öngörülen imar, ihya ve zilyetlikle taşınmaz kazanma koşulları oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece, davacı Hazinenin davasının kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli … fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan, taşlık yapıya sahip yerlerden olduğu belirlendiği halde, mahkemece, taşınmazın içinde bulunduğu 2401 sayılı ada ile çevresindeki 2400, 2404 ve 2405 sayılı adaların, etrafının orman ile çevrili olması nedeniyle, çekişmeli taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde olduğu yönündeki kabulü, belirtilen adaların yüzölçümü miktarı itibariyle büyük alanlar olması nedeniyle doğru ve yerinde değildir.
Bu itibarla, çekişmeli taşınmazın taşlık niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, orman niteliğiyle tesciline karar verilmesi doğru değil ise de, belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün birinci bendinin ikinci satırında yer alan “orman” kelimesi hükümden çıkartılarak, yerine “taşlık” kelimesi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2012 günü oybirliği ile karar verildi.