Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/14871 E. 2013/2216 K. 05.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14871
KARAR NO : 2013/2216
KARAR TARİHİ : 05.03.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Kadastro sırasında … Köyü 159 ada 23 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar, fındık bahçesi niteliğiyle öncesinin dava dışı 159 ada 25 ve 26 sayılı parsellerle bir bütün olduğu, Mayıs 1289 Y. Tarih ve 229 numaralı sicilden gelen tapu kaydı ve bu kaydın diğer tedavüllerinin kapsamında kaldıklarından söz edilerek davalılar adına tesbit edilmiştir. Orman Yönetimi taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, çekişmeli parsellerin tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davacı Orman Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2007 gün ve 11995-15863 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ” Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan ve bir birine bitişik ya da yakın bölgedeki taşınmazlar hakkında, aynı nitelikteki dava dosyalarında; birkaç dönüm yüzölçümündeki değişir sınırlı tapu kayıtları dayanak gösterilerek kayıt miktarından çok fazla gerçek kişiler adına tesbit tutanaklarının düzenlendiği, 1959 tarihli memleket haritası, 1971 yılında düzenlenen amenajman haritası ve 1954 yılında çekilmiş hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı keşif sonucu bilirkişi Orman Yüksek Mühendisi Mahmut Yılmaz tarafından düzenlenen raporlarda, dava konusu edilen taşınmazların tamamına yakınının, memleket haritasında meyve sembollü ya da küçük yapraklı ağaç sembollü yeşil alan olarak nitelendirildiği, bazı parseller üzerinde 30, bazı parseller üzerinde ise 50 yaşına varan kızıl ağaçlar, akasya ya da benzeri ağaçların sonradan emekle ya da doğal tohumlama yoluyla yetiştiği, fındıkların yetiştirilmesini kolaylaştırmak için dikildiği, bu ağaçların kapalılık oluşturmadığı, kapalılığın en fazla % 30 (0.3) olduğu, taşınmazların öncesi tarla olarak kullanılırken, daha sonra fındık yetiştirildiği, taşınmazların üzerindeki fındık ağaçları ve çevre yapı gözetildiğinde taşınmazların eski tarihli haritalarda orman olarak nitelendirildiğinin söylenemeyeceği, tarım alanı olarak nitelendirildiği, bu özellikleri nedeniyle orman sayılmayan yerlerden olduğu şeklindeki rapora dayanılarak hüküm kurulmuşsa da, raporlarda; davaya konu taşınmazların öncesinin tarla olduğu, daha sonra fındık veya orman ağacı olmayan ağaçların yetiştirildiği, taşınmazların üzerindeki sayısı ve kapalılığı teknik ve somut olarak açıklanmayan fındık ağaçlarının, 1959 yılında memleket haritasının düzenlenmesinde etkili olabilmesi için, keşfin yapıldığı 2006 yılına göre en az 60 yaşında olması gerektiği gözetilmeden memleket haritasında yeşil ile renklendirilerek, küçük yapraklı ağaç sembolü ile nitelendirildiği, orman olarak nitelendirilmediği bildirilmiş, memleket haritasının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğraflarının çekildiği 1954 yılında ya da daha önce tarla niteliğinde olan ve sonradan fındık dikilen taşınmazların memleket haritasında yeşil ile boyanarak gösterilemeyeceği gözardı edilmiş, gerek fındık ağaçlarının gerek kızıl ağaç ve akasya gibi ağaçların, sayıları, yaşları kapalılıkları ve hakim ağaç türleri belirlenmemiş, bir kısım dosyada taşınmazların memleket haritasında işaretlendikleri yerde meyve ağacı sembolü bulunmayıp yapraklı orman ağacı sembolü bulunduğu halde, bu taşınmazların ne şekilde meyvelik olarak nitelendirildiği hususunda da yeterli açıklama yapılmamıştır. Ayrıca, İn ve Kah gibi değişebilir nitelikte sınır içeren 1, 2 ve 4 dönüm yüzölçümündeki eski tarihli tapu kayıtlarının bu taşınmazları ne şekilde kapsadığı, taşınmazların tapu kayıtlarının yüzölçümü ile kapsadığı alanlar içinde kalıp kalmadıkları irdelenmemiş, mahkemece tüm bu çelişki ve yetersizlikler üzerinde durulmamıştır.

O halde, mahkemece, çekişmeli parsellerin de kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı parsellerin tesbit tutanakları, bu revizyonları dıştan çevreleyen komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, aynı tapu kaydının revizyon gördüğü parsellere ilişkin derdest davalar birleştirilmeli, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, ağaçların cinsi, sayısı, yaşı, taşınmazların hangi bölümünde hangi sıklıkta bulundukları, kapalılık oranı, aşılı ağaçların kök yaşı ve ağaç yaşı, kestanelerin aşılı olup olmadıkları, hakim ağaç türü ve çevresinin incelenmesi; 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesinin orman içindeki veya ormana sınır yerler söz konusu olduğunda, tapu kaydı kapsamındaki yerler için uygulama olanağı bulabileceğinin düşünülmesi; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi, asıl taşınmazların kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanılıp kazanılmadığının, taşınmazların orman içi açıklığı olup olmadığının üzerinde durulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, 159 ada 23 parselin (858 m2) tamamının ve 159 ada 26 parselin (A1) bölümünün (5251 m2) orman niteliği ile Hazine adına; 26 parselin (A2) bölümünün (646 m2) tesbit gibi … ve arkadaşları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından reddedilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğraflarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve tespite esas alınan tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 05/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.