Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/14869 E. 2013/2221 K. 05.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14869
KARAR NO : 2013/2221
KARAR TARİHİ : 05.03.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında, … Köyü 163 ada 10 parsel sayılı 799 m2 taşınmaz, fındık bahçesi niteliğiyle, öncesinde dava dışı 144 ada 47 ilâ 50, 155 ada 1 ilâ 12, 161 ada 1, 162 ada 1 ilâ 8, 163 ada 1 ilâ 11 sayılı parsellerin bir bütün olarak K.Sani 1323 tarih 17 numaralı sicilden gelen tapu kaydı ve diğer tedavülleri kapsamında kaldığından sözedilerek davalılar adına tesbit edilmiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.06.2009 gün ve 5087-9802 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararı özetle: “Uzman bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli parselin, memleket haritasında yapraklı ağaç sembollü yeşil alan olarak nitelendiği, sınırlarında doğal yolla yetişmiş 0.3 kapalılıkta orman ağaçları bulunduğu, bunun dışında taşınmazın 50-60 yaşında fındık ağaçları ile kaplı ve eylemli durumuna göre orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmişse de, çekişmeli parsel, memleket haritası suretinde denetime olanak tanımayacak şekilde yeşil ile renklendirilen yapraklı ağaç sembollü alanlarda işaretlenmiş, ziraat uzmanı bilirkişi de çekişmeli taşınmazdaki fındık ağaçlarının yaşını 40-50 olarak bildirmiştir. Zemindeki fındık ağaçlarının yaşları gözetildiğinde, memleket haritasının düzenlendiği tarihte üzerinde değerlendirme konusu yapılacak fındık ağacı varlığından sözedilemeyeceği gibi, taşınmazdaki orman ağaçlarının yaşları, sayıları ve kapalılıkları bilimsel olarak açıklanmamıştır.
Diğer taraftan; çekişmeli taşınmaz ile birlikte dava dışı daha bir çok parselin kadastro tesbitine esas alınan İn ve Kah sınırı itibariyle değişebilir nitelikte sınır içeren tapu kaydının, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince çekişmeli parselleri kapsayıp kapsamadığı yöntemince araştırılmamıştır.
O halde; mahkemece, taşınmazın niteliğinin eski tarihli resmî belgelere göre belirlenmesi; 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesinin orman içindeki veya ormana sınır yerler söz konusu olduğunda, tapu kaydı kapsamındaki yerler için uygulama olanağı bulabileceğinin düşünülmesi; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsü, ağaçların cinsi, yaşı ve sayısı, kapalılık ve hakim ağaç türünün bilimsel ölçüler kullanılarak belirlenmesi, dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi, asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanılıp kazanılmadığının, taşınmazın orman içi açıklığı olup olmadığının üzerinde durulmalısı” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine, taşınmazın davalılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğraflarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve tesbite esas alınan tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.