Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/14803 E. 2013/695 K. 04.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14803
KARAR NO : 2013/695
KARAR TARİHİ : 04.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davalılar… vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, … Köyü 175 ada 4 parsel sayılı 1978,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalıların el atmasının önlenmesi istemleriyle dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu … Köyü 175 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve Hazine dışındaki davalı gerçek kişilerin taşınmaza elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ile davalılar….vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 08.05.1946 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp ekip çalışmaları 10.12.1975 tarihinde itirazlı yerlerde komisyon çalışmaları ise 08.06.1977 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon, evvelce sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 25.09.1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
1) Tapu iptal ve tescil kararına yönelik temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bir kısım davalı gerçek kişiler vekili ile Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Türk Medeni Kanununun 683. maddesi uyarınca, mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma
yetkisine sahiptir. Yine, aynı hüküm uyarınca; haksız bir elatma varsa, malike her, türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz, davalı Hazine ile birlikte hisseli olarak davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişiler, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalıların dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin davalı gerçek kişiler yönünden de reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre ise, 3402 sayılı Kanunun 6099 sayılı Kanun ile eklenen 36/A maddesi gereğince, tapu malikleri davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi gerekirken, davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile bir kısım davalı gerçek kişiler vekili ile davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
2) Yukarıda iki numaralı bentde gösterilen nedenler ile bir kısım davalı gerçek kişiler vekilinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/02/2013 günü oy birliği ile karar verildi