YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14483
KARAR NO : 2013/5788
KARAR TARİHİ : 20.05.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı idare vekili, davalı adına tapu siciline kayıtlı Varsak Köyü 856 ada 2 parsel sayılı 359 m² yüzölçümündeki taşınmazın, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin dolduğu ve taşınmazın makiye tefrik edildiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna dayalı tapu iptal ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi, daha sonra 1976 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 23/04/1977 komisyonun itirazların incelenmesine ilişkin çalışmaları da 13/04/1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 2896 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Arsa niteliğinde ve tapuda davalı adına kayıtlı olan 359 m² yüzölçümündeki çekişmeli parsel, genel arazi kadastrosunda, senetsizden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ölü … oğlu … mirasçıları adına tesbit edilmiş, vaki itiraz üzerine tapulama komisyonu kararı ile kesinleşen 250 sayılı parselin ifrazıyla oluşmuştur.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığı, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığı (30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı) anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 20/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.