Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/13896 E. 2013/3134 K. 25.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13896
KARAR NO : 2013/3134
KARAR TARİHİ : 25.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi, ….. Köyü 5 pafta 19 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 25/02/2009 gün ve 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen hüküm uyarınca, Devlet veya diğer kamu tüzel kişilerin dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı düzenlemesi yapıldığından ve kadastro tesbitinin kesinleşmesinden itibaren hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, Orman Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.10.2011 gün ve 2011/7443 – 11279 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli parselin kadastro tespitinin askı suretiyle ilânını takiben 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ve çekişmeli parselin kadastro tespitlerinin kesinleşmesinden sonra 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreler geçmişse de; 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen “bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile Devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” hükmü ve 5841 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile iptal edildiği, gerekçeli iptal kararının 23 Temmuz 2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, değinilen yönler gözetilerek, mahkemece yargılamaya devam edilip, işin esası hakkında bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman savına dayalı tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı … Yönetimine yükletilmesine 25/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.