Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/13740 E. 2013/2782 K. 14.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13740
KARAR NO : 2013/2782
KARAR TARİHİ : 14.03.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi (Müstemir Yetkili)

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

… Mahallesi 105 ada 4 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında bahçe niteliğiyle, beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki 1 katlı bina 1990 yılında beri …’ın kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, dava konusu parselin eksik olarak tesbit edildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın reddine ve 105 ada 4 nolu parselde kain taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
1744 sayılı Kanuna göre 08.07.1982 tarihinde ilânı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği ve bilirkişi raporuna ekli krokide 380,38 m² yüzölçümünde gösterilen taşınmaz hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği, bu kısmın 2/B’ye konu edilmeyen orman tahditi içinde kaldığı, mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir.
Kadastro mahkemesinin görevi; kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup, kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur.
Hal böyle olunca; mahkemece, görevsizlik kararı ve dava konusu olmadığı anlaşılan 105 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının olağan yolla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 14/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.