Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/13636 E. 2013/4437 K. 16.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13636
KARAR NO : 2013/4437
KARAR TARİHİ : 16.04.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında …. Köyü, Köy Kenarı Mevkii 166 ada 14 parsel sayılı 24.361,80 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın tesbitinin iptali, 3 dönüm kadar kısmının, kendi adına tespiti yapılan 166 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenerek kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli 166 ada 14 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 805,76 m2’lik bölümünün, 166 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek, 166 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 998,75 m2 yüzölçümü ile yığma ahır ve bahçe vasfıyla davacı … adına, 166 ada 14 parselin 23556,04 m2 olrak haliarazi vasfıyla davalı Hazine adına tesbit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından, temyiz edilmekle Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 17/04/2009 gün 2009/2126E – 2699K sayılı kararında özetle: “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarım arazisi olduğu ve davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz kuzey batı yönünde Hazine adına çalılık niteliği ile tesbit edilen dava dışı 166 ada 15 parsel sayılı taşınmaza sınır olup, çekişmeli taşınmaza batı yönünden komşu diğer parsellere ait kadastro tesbit tutanakları getirtilmemiştir. Keşif sonucu düzenlenen uzman ziraatçı bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın temyize konu (A) harfi ile gösterilen bölümünün ortalama % 30-35 eğimli olduğu, üzerinde meyve ağaçlarının bulunduğu belirtilmiştir. Zirai bilirkişi raporunda taşınmazın ortalama % 30-35 eğimli olduğunun belirtilmesi karşısında % 30-35 eğimli olan taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüleceği de araştırılmadan tespitin aksi sonuca varıldığı halde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatı ile beyanına başvurulmadan, soyut nitelikteki yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilerek, hüküm kurulmuştur. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller ile dava konusu taşınmazı dıştan çevreleyen tüm komşu parsellerin tesbit tutanakları ve dayanağı olan kayıtlar getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra taşınmaz başında yöreyi iyi bilen yaşlı, yansız yerel bilirkişiler ve uzman bilirkişiler katılımı ile keşif yapılmalıdır. Komşu parsellerde mera niteliğinde taşınmaz bulunması halinde, bir yerin tahsisli veya geleneksel olarak kullanılan mera olabileceği dikkate alınarak tahsisli mera ise tahsise ilişkin kayıtları dosya içine getirtilerek usûlen mahalline uygulanmalı, sınırında geleneksel biçimde kullanılan mera bulunması halinde çekişmeli taşınmaz ile ne şekilde ayrıldığı, aralarında ayırıcı unsur olup olmadığı, taşınmazın meradan açılarak elde edilip edilmediği kesin olarak belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın komşu parsellerinde orman olması halinde, bölgede tesbit gününden önce yapılıp kesinleşmiş orman tahdidi olup olmadığı araştırılarak varsa kesinleşmiş orman tahdidindeki sınırlar esas alınmalı, kesinleşmiş orman tahdidi yoksa o bölgeye ait eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman haritaları getirtilerek uzman ormancı bilirkişi aracılığıyla taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tesbit edilmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek çekişmeli taşınmaz zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden ise davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyuduktan sonra, davanın kabulüne, çekişmeli 166 ada 14 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 805,76 m2’lik bölümünün, 166 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek, 166 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 998,75 m2 yüzölçümü ile yığma ahır ve bahçe vasfıyla davacı … adına, 166 ada 14 parselin 23556,04 m2 olrak haliarazi vasfıyla davalı Hazine adına tesbit ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu, davacı yararına mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği, imar ihya edilmediği gerekçesi ve re’sen gözetilecek nedenlerle temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 28/11/1968 tarihinde ilân edilen orman tahdidi, 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 1977 yılında yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 01/10/2007 ve 31/10/2007 tarihlerinde ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, imar ihya ve zilyetlik koşulları oluştuğu ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 16/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.