Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/13389 E. 2013/3081 K. 21.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13389
KARAR NO : 2013/3081
KARAR TARİHİ : 21.03.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı …, 11/12/1990 tarihli dava dilekçesinde özetle; “…. Mevkiinde bulunan müşterek tapulu 212 parselin, 12 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1987 yılında 6831 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamalarında dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı, fakat kültür arazisi olarak kullanıldığından orman sınırları dışına çıkarılıp Hazine adına tescil olunduğunu, halbuki 14 nolu Orman Tahdit Komisyonu tarafından 1962 yılında yapılan tahdit neticesinde kesinleşen orman sınırları dışında bırakıldığını ileri sürerek, 12 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan işlemin iptali için dava açmış; yine, davacı Muzeffer Kalfa aynı nedenlerle 212 ve 213 parsellere yönelik ayrı dava açmış, mahkemece, ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde; Yazıcık Köyü, 212 nolu parsel yönünden davacıların davasının reddine, 213 parsel yönünden davanın kabulü ile 213 parselin davacı Muzeffer Kalfa adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davacı … ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından hükmün temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/02/2000 tarih 2000/204 – 844 sayılı kararıyla 213 parsele yönelik Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazları reddedilmiş, 212 parsele yönelik davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm bu parsel yönünden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece Devrek Kadastro Mahkemesinin 1994/91 E. – 1996/50 K. sayılı orman tahdidine itiraz davasında 212 parsel hakkında verilen hüküm kesin hüküm sayılarak gerçek kişinin davası reddedilmiştir. Oysa, mahkemece kesin hüküm sayılan davada 212 parsel hakkında verilen hüküm (212 parselin orman sayılan yer olmadığı anlaşıldığından gerçek kişinin davasının kabulü ile 212 parselin tesbit gibi tesciline) ilişkin olup, davacısı olan Süleyman Gürez ise, eldeki davanın davacısı değildir ve birbirlerinin halefi konumunda da bulunmamaktadır. Bu nedenle, anılan dava temyize konu dava için kesin hüküm oluşturmaz, ancak davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kaydında hissedar olduğundan güçlü delil sayılır. Kaldı ki, yerel mahkemece…. Kadastro Mahkemesinin 1994/91 E. – 1996/50 K. sayılı dava dosyasındaki hüküm tamamen ters yönde ve yanlış yorumlanarak, davacı gerçek kişilerin 212 parsel hakkındaki davasının reddine karar verilmiştir. Bundan ayrı, yargılama sırasında uzmanlığına başvurulan orman bilirkişi raporunda 212 parselin 1958 tarihli memleket haritasında açık alanda gözüktüğünü ve orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmiştir. Bu olgular karşısında yerel mahkemece bu dava için güçlü delil teşkil eden … Kadastro Mahkemesinin 1994/91 E. – 1996/50 K. sayılı dava dosyası ve bilirkişi raporu

gözetilerek gerçek kişilerin 212 parsel hakkındaki davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kurulan hükmün usûl ve kanuna uygun olmadığı” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, orman kadastro sınırlandırmasının iptali ile Yazıcık Köyü 212 parselin orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 03/01/1963 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 20/08/1990 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.