YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13136
KARAR NO : 2013/2324
KARAR TARİHİ : 07.03.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 10.11,1999 günlü dava dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği …. Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece;davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2002/5732 – 6834 sayılı 03.10.2002 günlü kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2002/5732 – 6834 sayılı 03.10.2002 günlü bozma kararında özetle: “Dava konusu taşınmazın güneyinde Göksu Nehri bulunduğundan kıyı kenar çizgisi araştırmasının yapılması, 1980’li yıllarda DSİ tarafından yapılan ıslah çalışması sonucu bu yerin ortaya çıktığı ifade edildiğinden ıslah çalışmasının hangi tarihte yapıldığı, komşu parsellerle denetlenerek imar ihya olgusunun ve 3402 sayılı Kanunun 17. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanarak sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu …. Köyü 16.05.2011 günlü fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 227,82 m² ve (C) ile gösterilen 155,22 m²’lik yerlerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen yerle ilgili daha önce karar kesinleştiğinden esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1964 yılında yapılmış, taşınmaz Göksu Nehri yatağı olarak tapulama harici bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; mahkemece bozmaya uyularak DSİ Genel Müdürlüğünden ıslah çalışmasının ne zaman yapıldığı sorulmuş, DSİ Genel Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre idarenin kayıtlarının incelenmesinden Göksu Nehrinde geçmiş yıllarda meydana gelen taşkınların önlenmesi amacıyla 1989 yılında seddenin yapıldığı, 2002 yılında da sedde onarım çalışmalarının olduğu bildirilmiştir. Yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, çekişmeli yerin daha önce sular altında olduğu, 1980’li yıllarda DSİ tarafından yapılan ıslah çalışmaları sonucu tarla olarak kullanılmaya başlandığı, gelen cevaba göre seddenin 1989 yılında yapıldığı, davanın 10.11.1999 yılında açıldığı, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince taşınmazın tescili için dava tarihine kadar 20 yıllık aralıksız ve çekişmesiz zilyetlik süresinin geçmesi gerektiği, bu durumda davacı yönünden 20 yıllık zilyetlik şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 07.03.2013 günü oy birliği ile karar verildi.